Ynt: 40°N 33°E Tatlan - Ankara
Yaklaşık iki yıl önce bu siteyi keşfettiğim günden beri en azından bir Confluence noktasına gitmek istiyordum. İlk düşüncem daha önce hiç gidilmemiş bir noktaya gitmekti, ancak ABD'deki tüm noktalar daha önceden ziyaret edildiği için bunun burada mümkün olmayacağını anladım. Bir diğer ihtimal de her yıl eşimin ailesini ziyaret için gittiğimiz Türkiye'de bunu gerçekleştirmek olabilirdi.
Bu yılki Türkiye ziyaretimizde yaptığımız bir Bati Karadeniz Bölgesi gezisinde 41K 30D, 41K 31S ve 41 K 32E noktalarının oldukca yakınından geçtik. Ne var ki hiç birinde de durma firsatımız olmadi.
Ankara'ya geri döndüğümüzde Ufuk, eşim, bana öylesine acımış
olmalı ki, kayınpederimi beni 40K 33D noktasina getirmesi için ikna etti. Bu arada Ufuk bize katılıp açık arazide, tarlalarin ortasında oradan oraya yürümektense ablasıyle birlikte vitrin dolaşıp alişveriş yapmanın daha eğlenceli olacağını söyleyerek kayınpederimle beni tüm bir öğleden sonrasını birlikte geçirmek üzere başbaşa bıraktı. Bu arada bir noktaya da açıklık getirmeliyim: Kayinpederimle benim ortak kullanıp anlaşabildiğimiz kelime sayisi yaklaşik 50 kadar.
Her neyse, sonuç olarak kayınpederim ve ben Çarşamba günü bu maceramız için yola koyulduk. Daha önceden gideceğimiz yeri Confluence sitesinde görmek ve bilgileri okumak 40D 33D noktasını bulmamizda bize bir hayli yardımcı oldu. Çankaya'dan D-140'a kadar Esenboğa Havaalanına giden yolu aldık. D-140'dan Peçenek'e giden yola döndük ve confluence noktasına kuzeyden ulaştık.
Biz de Akoğlu gibi anayoldan bir yan yola saptık (tarlaya giden traktör yolu olsa gerek) ve 100 m ötede bu resimdeki büyük kaya parçası görülüyordu. Bu kaya parçasi confluence noktasına ulaşmamızda bize çok yardımcı oldu; ancak Akoğlu'nun aksine biz hiçbir çiftçi ile karşılaşmadık ve ayrıca benim GPS ölçümlerim Akoğlu'nunkilerden biraz farklıydı: 20 metre batı ve 1133 m yükseklik.
Confluence noktasında bol miktarda fotoğraf çektikten sonra (daha cok resim görmek isterseniz lütfen benim sitemi ziyaret edin) arabaya geri döndük ve Ankaraya doğru yola çıktık. Şehre ulaştığımızda kayınpederimi yorgunluğumuzu atmak icin yeni açılmış, oldukca egzotik (!) bir cafeye gidip birer fincan kahve içmeye davet ettim. Ah bu arada bu egzotik cafenin ismi Starbucks.
Kayınpederim bu geziden en az benim kadar keyif almış olmalı ki; gelecek yıl hangi noktaları ziyaret edebileceğimizden bahsediyordu geçen günkü telefon konuşmamızda...