23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan schweps Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 37
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 30,752

schweps

Zirve
Mesajlar
1,827
Tepkime Puanı
71
Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu. Kubilay bir öğretmen. Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında İzmir'in Menemen İlçesi'nde askerlik görevini yapıyor. O sırada 24 yaşında.

Bu genç insan, Menemen’de 23 Aralık 1930’da şeriat isteyenler tarafından öldürüldü. Genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayı, "Menemen Olayı - Kubilay Olayı" olarak tarihe geçti.

Menemen olayının izleri toplumsal bellekten hiç silinmedi. Kubilay "devrim şehidi" olarak simgeleşti.

Mustafa Fehmi Kubilay, 1930 yılında Menemen'de yedek subay sıfatıyla askerlik görevini yapmaktaydı. 23 Aralık 1930 sabahı Menemen'de cereyan eden hadiseler genel anlatıma göre şu seyri izlemiştir:

Şeyh Esat’ın Manisa’da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından yönlendirilen, Manisa tarafından gelen çember sakallı, sarıklı ve cüppeli dördü silahlı 6 meczup, 23 Aralık 1930'da sabah namazından sonra camiden aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar. Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Çoban Serkan, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi.[kaynak wikipedia]

Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söylediler. Camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya taktılar ve Menemen şehir meydanında kazdıkları bir çukura diktiler. Bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve "Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir." diyerek bir isyan hareketi başlatmak isterler. Bayrağın altından ahaliden bazı kişileri (bir fabrikada çalışan Hayimoğlu Jozef de dahil) geçirdiler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı korkuttu.[kaynak wikipedia]

Kubilay Olayı ile ilgili olarak, Atatürk'ün Silahlı Kuvvetlere mesajı, Genelkurmay Başkanı'nın mesajı, TBMM'de soru önergesi ve Başbakan İsmet İnönü'nün konuşması, Bakanlar Kurulu'nun sıkıyönetim ilanı kararı, Sıkıyönetim ilanının TBMM görüşmeleri, yargılamanın ilk günkü tutanakları, Savcılığın Esas Hakkındaki İddianamesi, Divanı Harp Kararnamesi, TBMM Adliye Encümeni Mazbatası ve TBMM Genel Kurul kararları, tam metin olarak yer almaktadır. [kaynak belgenet.com]

Aşağıdaki linkten ulaşabileceğiniz belgelerden, özellikle sanıkların ifadeleri dikkat çekici.

http://www.belgenet.com/1930/kubilay-01.html

Dönemin gazete manşetlerinden örnekler.

[attachment=1]

[attachment=2]

1919 1937


1919 1937 1
 

Etiketler
Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

Şenol bey bilgilendirmeniz için teşekkürler bence bu olay derinlemesine incelenmesi gereken bi konu kim den nerden akıl ve arka alarak yapılmış elebaşları piyonmu yoksa birilerinin ajanınmı ??? ??? ??? bence cumhuriyet tarihinde bu olayların arkası tam araştırılmamış yada araştırılamamış ve kökü kurutulamamış bugün nerde ise kubilay suçlu yapanlar masummuş gibi izlenim oluşturmaya çalışan çevreler var malesef
 

Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

Sanık ifadelerinden;

Sütçü Memet’te eniştesi Mustafaya dağda bir kulübe yapmasını söyledi. Kulübe yaptılar, kulübeye gittik, orada mütemadiyen zikre ve esrarlı sigaralar içmeğe başladık. Mehdi Memet “Süphanellezi esra biabdihi leylen minelmescidilharam” ayetini okuyarak Hazreti Peygamber de bu esrardan içti ve öylece miraca çıkarak Allah ile görüştü, diyerek bizi mütemadiyen zikrettirdi ve esrar içirdi.

Menemen kenarında bir zeytinliğe oturduk. Orada yine esrarlı sigaralar içtik, Ayetülkürsi okuduk. Lâilâhe illâllah diyerek tekbir ve tehlil ile Menemen içerisine girdik, çarşı içerisinde bir camiye geldik, Nalıncı Hasan, caminin içinden bir sancak alarak çıktı,

Arkadan jandarma yüzbaşısı geldi. Mehdi onunla da bir şey konuştu, yüzbaşı gitti, biraz sonra askeri yüzbaşısı geçerken Mehdi onu çağırdı ve konuştu. Yüzbaşı bırakıp gitti. Müteakiben de bir genç zabit müfrezesile gelmiş, Mehdi, zabitin kafasını kesmiş, sancağın ucuna dikmiş, benim bunlardan hiç haberim yok. Ben mütemadiyen sancak altında kendimden geçmiş bir vaziyette zikrediyordum.
 

Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

İnanmayan CHP arşivlerini açıp baksın!

Kim bu Kubilay?
Belki de bu isimde bir kişi yok!
Bir yedeksubay var.
Adı: Hasan Fehmi. Menemen’de katledildi.
Katledilmesini jandarma kumandanı makamından seyretti, engel olmaya felan çalışmadı.
İşte Cumhuriyet tarihinin bir irticai hareketi.
Ne zamana denk düşüyor?
Danışıklı Serbest Fırka’nın İzmir’de halkın büyük bir teveccühü ile karşılandıktan sonra kendini feshetmesinin sonrasına.
Serbest Fırka yoklaması, rejimin kahramanlarının kurtarıcılık vasfını yerlere serdi.
Danışıklı muhalif partinin liderini İzmir “kurtar bizi” tezahüratlarıyla karşıladı.
Kurtarıcılar kurtarıcılık rolünü üstlenmek için, az zaman sonra böyle bir malzemeye sahip oldular.
Olay karışık! Mürettep olma ihtimali galip.
Mürettep olmasa, Jandarma kumandanı müdahele edip sonradan Kubilay olduğu söylenen yedeksubayı kurtarabilirdi.
Kubilay öldürüldü.
Ankara’nın en yüksek rakımından “Menemen’i haritadan silin!” talimatı geldi.
Neyse ki bu tenkilin önüne, devletin diğer yetkilileri geçti.
Menemen’i yıkmadılar.
Oraya halkı kahreden bir Anıt yapıp ona tapınmaya başladılar.
Kendi yalanlarına bütün milleti inandırmaya çalıştılar.
Başlangıçta “Kubilay” yoktu. “
Hasan Fehmi” devrimciye yakışır bir isim değildi.
Ona Cengiz Han’ın torununun ismini verdiler: Kubilay.
Basın önce bu ismi nazıl yazacağını bilemedi. “Koplay, Kuplay” yazanlar oldu!
Hasan Fehmi, bir öğretmendi.
İzmir’e muhacir olarak sığınmış bir ailenin çocuğu.
Menemen’de katledildi.
Bundan bir devrimci karakter, İslam karşıtı muhteva ürettiler.
İrticayı böylece tecessüm ettirdiler.
Zavallıcık, evli idi.
Bir süre ailesine yardım ettiler.
Sonra eşinin başkaları ile ilişkisi olduğu, hatta daha fazlasını ima ederek yardımı kestiler.
 

Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

Bu kişinin isminin Hasan Fehmi oluşu yada Kubilay oluşu sonucu yanı bu kişinin başının gövdesinden kör bir bağ bıçağı ile kesilmiş olmasını değiştirdimi değiştirmedi bu arkadaş bir Türk subayımıydı evet
ayaklanmayı yapanlar yeni kurulan cumhuriyete ve onun devrimlerine karşı vede yeni cumhuriyeti zayıflatmak ve yıkmak maksadındamıydılar evet siz burda bu olay tamamen düzmece diyerek şu eklemeyide yaparak ''MENEMENİ YAKIN ''emri verildi daha sonra sağ duyulu bazı yöneticiler menemeni kurtardı diyerek olayın istediğiniz kısmına inanıyor (menemeni yakın )çünkü bu söz Atatürke ait olduğu söylenir(doğruluğunu yada yanlışlığını bilemiyorum ) velevki doğru olsa sizin kurduğunuz ve hayatınızı ortaya koyarak var etmeye çalıştığınız devlete yaptığınız devrimler bazı örümcek kafalı şeh şih benzeri kişilerin (bunların bir çoğunun ingilizlerle bağlantılı olduğu /bir kısmını islamda olmayan batını inaçlarla halkın kafasını karıştırarak bilinçli bir şekilde dini halka karşı afyon olarak kullanarak islam dinini hurafeler ve akla mantığa aykırı bir çok şeyle doldurarak ülkeyi vede islam alemini bulunduğu asırdan geri düşürerek sömürge devletcikler haline getirmek istemeleri )geçmişteki gibi halkı güdememeleri böyle bir olaya sebeb olsa cumhuriyet kolay kurulmadı bir gecede alınmış bir kararda değildi devrimlerde öyle sonuçları ve gerçekleri vardı asrını gerisinde kalan bunlar Atatürkün arkadaşları dahi olsa (malesef kurtuluş savaşında bazı arkadaşları onun dehası karşısında devrimlerini tam kavrıyamamış ve gerisinde kalmıştı ) Cumhuriyet ilanında karşı çıkan bir çok arkadaşı vardı günümüzde cumhuriyete karşı çıkan varmı yok ama ozaman bir oylama yapılsa cumhuriyette ilan edilemez hilafette kaldırılamazdı bu gün bize olağan karşıladığımız cumhuriyet kazanımları o şartlarda yapılması düşünülmesi bile hayal şeylerdi (örnek olarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi acaba şehlere şihlara bu olay sorulsa nederlerdi yada medeni hukuk mirastan kadınlarında pay alması devlet dairelerinde bayanların çalışması demokrası dersen bunların hiçbiri ozaman kabul edilmezdi -bugün boyle bir oylamayı bile düşünmek herkese komik gelir o yüzden o günlerde yapılan devrimlerin belkide ne kadar ileri olduğu çoğunluğun her zaman doğruyu söylemediğini Atatürk gibi bir liderin ne kadar ileri görüşlüve ufku açık olduğu unutmayalım ) bu yüzden cumriyet kazanımlarının nimetlerinden yararlanıp cumhuriyetimizi korumamak bindiğimiz dali kesmekten başka bir şey değildir
 



Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

ANKARA' Alıntı:
Kim bu Kubilay?
Belki de bu isimde bir kişi yok!
Bir yedeksubay var.
Adı: Hasan Fehmi. Menemen’de katledildi.


Başlangıçta “Kubilay” yoktu. “
Hasan Fehmi” devrimciye yakışır bir isim değildi.
Ona Cengiz Han’ın torununun ismini verdiler: Kubilay.
Basın önce bu ismi nazıl yazacağını bilemedi. “Koplay, Kuplay” yazanlar oldu!

Mustafa Fehmi Kubilay diye geçiyor, Hasan değil.
Ekte, genelkurmay arşivinde olduğu belirtilen, telgraf memuru Nail beyin raporunu bulabilirsiniz.
Olayın nasıl cerayan ettiği, ilk mesajımda linkini verdiğim adresteki sanık ifadeleriyle örtüşüyor. Nail bey kendi ifadesinde
"Koplay bey" diye yazmış, basının uydurduğu bir isim değil anlayacağınız.

Zahmet edip okuyunuz, tahrif edilmemiş orjinal kayıtlardır diye düşünüyorum.

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]


ANKARA' Alıntı:
Katledilmesini jandarma kumandanı makamından seyretti, engel olmaya felan çalışmadı.
İşte Cumhuriyet tarihinin bir irticai hareketi.

Olay karışık! Mürettep olma ihtimali galip.
Mürettep olmasa, Jandarma kumandanı müdahele edip sonradan Kubilay olduğu söylenen yedeksubayı kurtarabilirdi.
Kubilay öldürüldü.

İnternette gördüğüm kadarıyla kimi yayın organları, Nail beyin ifadesinden, kendini mehdi ilan eden zat ile jandarma yüzbaşısının görüşmelerinin tertip olduğu, Mustafa Fehmi Kubilay'ın müfrezesindeki askerler planlı şekilde kaçtılar ve Kubilay'ı harcadılar gibi sonuçlar çıkarmışlar. Ömer bey, sizin de alıntı yaptığınız yerin bu şekilde yanlı yorumlayan, saptıran bir kaynak olması muhtemel diye düşünüyorum. Merak eden, sanık ifadelerini ve iddianameyi okuyup kendi yorumlayabilir.

Sanık ifadelerinden.

bir jandarma neferi geldi, dağılım, bu toplantıyı lağvediyorum dedi. Mehdi dinlemiyerek zikre devam etti. Jandarmalar hükûmet içine girdiler ve biraz sonra bir piyade yüzbaşı geldi. Mehdinin ne istediğini sordu. O yüzbaşı da gitti. Jandarma kumandanı geldi, Mehdi jandarma kumandanına ben Mehdiyim, halkı şeriata davet ediyorum dedi. Jandarma kumandanı da biz de Müslümanız, haydi dağılın dedi ise de, jandarma kumandanı da ayrılınca etrafa toplanan halk bizi alkışlamaya başladı. Bu sırada bir zabit emrinde bir asker müfrezesi geldi. Zabit mehdinin yanına yaklaşarak yakasından tuttu, teslim olmasını söyledi. Mehdi kızdı, zabiti kaktırdı ve bir silâh atarak zabiti yaraladı. Zabit yaralı olarak camiin kapusunun içine düştü. Mehdi ve Şamdan Mehmet, zabitin arkasından gittiler, zabitin kafasını kestiler ve başını alıp getirdiler. Halktan tanımadığım birisi bir ip getirdi, Mehdi, kelleyi sancağın ucuna dikti, birisi de çukur kazdı, amma bilmiyorum bu sırada etraftan silâhlar atılmağa başladı. Mehdi Mehmet, Sütçü Memet, Şamdan Memet, vuruldular ve düştüler.

Mehdi Mehmet mehdiliğini ilân etmişti. Ve etraf 70 000 evliya ile sarılmıştı. Herkes öğleye kadar sancağın altına gelsin, gelmiyenlerin kafası kesilecektir dedi. Bu sırada bir jandarma, yanında dört beş jandarma ile gelerek Mehdi’ye ne istiyorsun, dağılın dedi, Mehdi ona ben mehdiyim, halkı şeriata ve dine davete geldim. Etraf sarılmıştır. 70 000 kişi vardır dedi. Ve silâhını jandarmalara karşı kaldırdı. Jandarmalar kaçarak hükümete girdiler. Zikir yine devam ediyordu. Müteakiben bir jandarma yüzbaşısı gelerek Mehdi ile konuştu. Ve Mehdi’ye biz de Müslümanız, dağıln dedi. Ve jandarma yüzbaşısı da hükümete doğru gidince halkın bir kısmı Mehdi’yi alkışladılar. Yine bir askeri yüzbaşısı geldi. O da döndü. Arkadan bir genç zabit kumandasında süngü takılı bir müfreze geldi. Zabit, Mehdi’nln yanına gelerek yakasından tuttu. Mehdi’ye teslim ol dedi, Mehdi zabiti kaktırdı ve silâhla vurdu. Zabit yaralı olarak camii yanına gelince düştü. Şamdan Mehmet giderek zabitin kafasını kesti, getirdi sancağın ucuna dikti. Baş orada durmayınca ahaliden birisi ip verdi. Başı sancağın ucuna bağladılar. Ve yine bu vaziyette meydanlıkta tekbire başladık. Süngü takılı askerler kaçmışlardı. Zikir esnasında her taraftan silâhlar patlamağa başladı. Mehdi, Sütçü Mehmet, Şamdan Mehmet vuruldular.

İddianameden;

Jandarma Yazıcısı Ali Ef. : Bu sırada Jandarma Yazıcısı Ali Efendi haberdar edildiğinden arkadaşları dört nefer jandarmaya silahlarını almalarını tenbih edip kendilerini beklemeden doğruca Mehdi’nin yanına giderek ne istediklerini sormuş, Mehdi Giritli Mehmet, buna hitaben, git kumandanına haber ver. O gelsin, bana top kurşun işlemez, demiştir. Bunun üzerine geri dönen Ali Efendi keyfiyetten bölük kumandanı Fahri Beyi haberdar etmiştir.

Fahri B. : Evinde haber alan Fahri B. doğruca asilerin yanına geliyor tam bir asker tavrıyla ve Hükûmetin şerefine yakışacak surette Mehdi’ye hitaben : Ne istiyorsunuz, buradan dağılınız diyor. O da; ben Mehdi’yim, şeriati ilan ediyorum, bana kimse mukavemet edemez, çekil diyor. Bu söz üzerine asiler orada toplanan seyirci Menemen halkının bazıları tarafından el çırpmak suretile alkışlanıyor. Vaziyetin vehametini anlıyan kumandan, tedabir almak üzere oradan çekiliyor. Ve Hükûmete gelip bu gibi ahvalde kanunun icabatına tevessülle alaydan asker ve kuvvet istiyor ve telefon başında buna intizar eden Fahri B. askerle gelen Kublay Beyden bîhaber.

Kublay B. : İhtiyat Zabit Vekili Kublay B. süngülü askerini belediye meydanlığındaki kahve önüne bıraktıktan sonra kendisi öne atılarak asilere dağılmasını söylüyor ve Mehdi Giritli Mehmed’i kolundan tutup çekiyor ve askere süngü tak emrini veriyor. Buna Mehdi silah atmak suretile mukabele ediyor ve ağır bir surette yaralıyor. Yaralanan Kublay Bey tam bir metin asker tavrıyla oradan ayrılıyor, arkasından ikinci defa atılan kurşun isabet etmeden Hükûmetin arkasındaki avluya kendini atıyor, fakat aldığı birinci kurşun yarasından kaçamıyarak oraya düşüyor.

Maznunların hunharane hareketi ve Kublay Beyle iki bekçinin şehadeti : Kublay Beyin, orayı gören, her nasılsa haber alan Mehdi Giritli Mehmet, askerin kaçmasından ve halkın el çırpmak suretile kendisine müzaheretinden ve sigara ikramından cür’et alarak ortalığa bir dehşet salmak için bu anda cinaî bir rol yapmak istiyor, derhal maznunlardan Ali oğlu Hasan’ın torbası içindeki bıçağı aldıktan sonra Şamdan Memet’le beraber Kublayın yanına gidiyor, bıçağile boynundan keserek kellesini alıyor, bu suretle ordunun bir zabiti ve asil Türk evladı Kublay, tanı bir canavarca hlsle şehit ediliyor. Bununla kanmıyan Mehdi, kafayı saçlarından tutarak orada bulunan üstüvane şeklindeki taşa vuruyor ve etrafını biraz gezdikten sonra getirip bayrağın üzerine takıyor. Bu fecaat karşısında seyir ve Menemen halkından bazıları tarafından ikinci bir alkış tufanı başlıyor, bayrak eyi dikilmemiş olacaktır ki düşüyor. Bittabi kafa da düşüyor Mehdi Memet, bayrağı elektrik direğine bağlamak için ip istiyor; bir ip halk arasından Yusufoğlu Kâmil tarafından koşarak getiriliyor ve sancak direğe bağlanıyor. Bu sıralarda alaydan yetişen diğer müfrezeler ve aynı zamanda namuslu iki bekçi ile asiler arasında cereyan eden müsademede Mehdi Memet ve Şamdan Memet ve Sütçü Memet maktul ve Emrullahoğlu Memet Emin mecruh, bu meyanda iki bekçi de şehit düşüyor, âsilerden Nalıncı Hasan ile Ali oğlu Hasan da halk arasından kaçıyor ve Manisada yakayı ele veriyor.

Menemen telgraf 1


Menemen telgraf 2


Menemen telgraf
 

Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

Ömer Bey'in alıntı yaptığı yazı Asım Yenihaber adlı zat-ı muhterem tarafından kaleme alınmış. Bu kişi her kimse bazı şeyleri yanlış biliyor. Yalanların arasından gerçekleri okuyunuz lütfen. Tarih, siyasi gazetelerin sığ fikirli köşe yazarlarınca yazılamayacak kadar derindir. Öncelikle Hasan Fehmi diye birisi yok. Gerçek Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Lekelemeye çalıştığı kahramanın adını bile doğru yazamayacak kadar kadar kara cahil, okurlarını aptal yerine koyacak kadar saygısız...
Siz Kubilay kimdir boşverin, o mechul bir asker, yüzlerce devrim şehidinden birisi. Siz yaşanan olaya bakın, amacına bakın olayı başlatanlara bakın. Kaynak tarafsız ve ansiklopedik: http://tr.wikipedia.org/wiki/Menemen_Olay%C4%B1

Cezalandırılanlar

İdam Cezası Alanlar
* Manisa'dan Giritli Derviş Mehmet, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´ın Öz dedesidir
* Manisa'dan Manifaturacı Osman
* Manisa'dan Hafız Cemal
* Manisa'dan Tabur İmamı İlyas Hoca
* Manisa'dan Alipaşazade Ragıp Bey
* Manisa'dan Şeyh Hafız Ahmet
* Manisa'dan Giritli İbrahimoğlu İsmail
* Menemen Bozalan'dan Koca Mustafa
* Menemen Bozalan'dan Hacı İsmail
* Menemen Bozalan'dan Hacı İsmailoğlu Hüseyin
* Menemen Bozalan'dan Göriceli Abdülkerim
* Menemen'den Yukarıcumalı Ramiz
* Menemen'den Çıtaklı Molla Süleyman
* Menemen'den Hayimoğlu Jozef
* Menemen'den Şımbıllı Ali Osmanoğlu Memet
* Menemen'den Arnavut Yusufoğlu Kâmil
* Menemen'den Kerimoğlu İbrahim
* Menemen'den Selimoğlu Boşnak Abbas
* Alaşehir'den Şeyh Ahmet Muhtar
* Alaşehir'den Esat’ın oğlu Memet Ali (Mehmet Ali Erbil'in dedesidir, dedesinin babası Şeyh Esat -aşağıda- çok yaşlı olduğu için onun yerine oğlu Mehmet Ali idam edilmiştir.)
* Manisa Hastanesi imamlığından mütekait Laz İbrahim Hoca
* Manisa'dan Emrullahoğlu Memet

İdam Cezası Hapis Cezasına İndirilenler
* Manisa'dan Nalıncı Hasan idama bedel (24) yıl hapis (20) yaşında
* Manisadan Çoban Ramazan idama bedel (24) yıl hapis (20) yaşında
* Manisadan Giritli Küçük Hasan idama bedel (24) yıl hapis (17) yaşında
* Menemenden Harputlu Ömeroğlu Memet idama bedel (24) yıl hapis (65) i mütecaviz
* İzmirden Laz Mehmet Ali Hoca idama bedel (24) yıl hapis (65) i mütecaviz
* Erbilli Şeyh Esat idama bedel (24) yıl hapis (65)i mütecaviz

Hapis ve Ağır Hapis Cezalarına Mahkûm Edilenler
* Horus köyünden Selâhattin oğlu Naşit (15 yıl ağır hapis)
* Horus köyünden Yakupoğlu Ali (15 yıl ağır hapis)
* Horus köyünden Muhittinoğlu Ali Koç (15 yıl ağır hapis)
* Horus köyünden Hasanoğlu Ahmet (15 yıl ağır hapis)
* Horus köyünden Neciboğlu Mevlût (15 yıl ağır hapis)
* Horus köyünden Ragıboğlu Osman (15 yıl ağır hapis)
* Horus köyünden Mümtazoğlu Haşim 65 yaşını mütecaviz olduğundan 12,5 yıl ağır hapis
* 14 kişiye 3'er yıl hapis
* 20 kişiye 1'er yıl hapis
 

Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

Sn CinCin,
Şimdi anlaşıldı esas karın ağrıları. Bu detaya dikkat etmemişim.
Mehdi torunu olmak büyük ayrıcalık olsa gerek.

CİNCİN' Alıntı:
İdam Cezası Alanlar
* Manisa'dan Giritli Derviş Mehmet, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´ın Öz dedesidir
 

Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

Karın ağrısı falan yok ;D ;D ;D
Mehdi'de zamanı gelince zuhur eder ;D ;D ;D
Sığ fikirli bir köşe yazısı daha size arkadaşlar, okursanız ;D ;D ;D

http://www.habervaktim.com/yazar/31898/kubilay_sakizi_daha_kac_yil_cignenecek.html
 

Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

ANKARA' Alıntı:
İnanmayan CHP arşivlerini açıp baksın!

Kim bu Kubilay?
Belki de bu isimde bir kişi yok!
Bir yedeksubay var.
Adı: Hasan Fehmi. Menemen’de katledildi.
Katledilmesini jandarma kumandanı makamından seyretti, engel olmaya felan çalışmadı.
İşte Cumhuriyet tarihinin bir irticai hareketi.
Ne zamana denk düşüyor?
Danışıklı Serbest Fırka’nın İzmir’de halkın büyük bir teveccühü ile karşılandıktan sonra kendini feshetmesinin sonrasına.
Serbest Fırka yoklaması, rejimin kahramanlarının kurtarıcılık vasfını yerlere serdi.
Danışıklı muhalif partinin liderini İzmir “kurtar bizi” tezahüratlarıyla karşıladı.
Kurtarıcılar kurtarıcılık rolünü üstlenmek için, az zaman sonra böyle bir malzemeye sahip oldular.
Olay karışık! Mürettep olma ihtimali galip.
Mürettep olmasa, Jandarma kumandanı müdahele edip sonradan Kubilay olduğu söylenen yedeksubayı kurtarabilirdi.
Kubilay öldürüldü.
Ankara’nın en yüksek rakımından “Menemen’i haritadan silin!” talimatı geldi.
Neyse ki bu tenkilin önüne, devletin diğer yetkilileri geçti.
Menemen’i yıkmadılar.
Oraya halkı kahreden bir Anıt yapıp ona tapınmaya başladılar.
Kendi yalanlarına bütün milleti inandırmaya çalıştılar.
Başlangıçta “Kubilay” yoktu. “
Hasan Fehmi” devrimciye yakışır bir isim değildi.
Ona Cengiz Han’ın torununun ismini verdiler: Kubilay.
Basın önce bu ismi nazıl yazacağını bilemedi. “Koplay, Kuplay” yazanlar oldu!
Hasan Fehmi, bir öğretmendi.
İzmir’e muhacir olarak sığınmış bir ailenin çocuğu.
Menemen’de katledildi.
Bundan bir devrimci karakter, İslam karşıtı muhteva ürettiler.
İrticayı böylece tecessüm ettirdiler.
Zavallıcık, evli idi.
Bir süre ailesine yardım ettiler.
Sonra eşinin başkaları ile ilişkisi olduğu, hatta daha fazlasını ima ederek yardımı kestiler.

böyle bir yanlışıda gözünüzle gördüğünüz bir gerçek gibi inanıp anlatmakda enteresan olsa gerek. Atatürk'den nefret eden bir kıza sorduğumda neden nefret ediyorsun diye, oda bana Atatürk bir köye gitmiş, neden bana konaklama için özel yer yapmadınız demiş, malzeme yok inşaat için paşam demişler, Cami ne güne duruyor yıkın bana konak yapın demiş, bu yüzden nefret ediyorum demişti. Ben kendi adıma %100 emin olmadığım hiçbirşeyle ilgili bu şekilde konuşmam, tarih kitaplarında yazıyorsa bile farklı kaynaklarda teyid etmedikçe bir konuda ahkam kesmem. Özelliklede ucuz belden aşağı muhabbetleri ekleyip mevzuyu küçüültmeye çalışmayıda ahlakıma yakıştırmam. Doğru bile olsa tarihde şehit olmuş bir türk askerinin karısı için başkaları ile ilişkiye girdiğinden ödeneği kesildi gibi bir cümleyi kullanmam. Başkası kullansa bile ondan alıntı yapmam.
 



Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

ANKARA' Alıntı:
Karın ağrısı falan yok ;D ;D ;D
Mehdi'de zamanı gelince zuhur eder ;D ;D ;D
Sığ fikirli bir köşe yazısı daha size arkadaşlar, okursanız ;D ;D ;D

http://www.habervaktim.com/yazar/31898/kubilay_sakizi_daha_kac_yil_cignenecek.html
Bu adamların yazılarını okudukça tüylerim diken diken oluyor, midem bulanıyor. Tekrar ediyorum, sağcısı solcusu, yandaşı karşıtı farketmez. Tarih, siyasi gazetelerin sığ fikirli köşe yazarlarınca yazılamayacak kadar derindir.
 

Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

Bir ağrı veya kuyruk acısı olduğu gün gibi aşikar.
Olayın olduğu hafta yayınlanan gazete manşetini okuyarak, veya sanık-şahit ifadeleri ile mahkeme tutanaklarını inceleyerek kendi yorumunu yapmak varken neden günümüz yazarlarının (sığ fikirli olmayan objektif yazarları tenzih ederim) taraflı yorumlarını okumak istersiniz ki?

ANKARA' Alıntı:
Karın ağrısı falan yok ;D ;D ;D
Mehdi'de zamanı gelince zuhur eder ;D ;D ;D
Sığ fikirli bir köşe yazısı daha size arkadaşlar, okursanız ;D ;D ;D
 

Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

Zaten bunuda anlamak mümkün değil, bu forumda icad olan birşey, tarihle ilgili konularda aleni şekilde taraf olan yayın organlarının yazarlarının köşe yazılarını tarihi bir kaynak gibi alıntı yaparak kullanmak. Tarihle ilgili tarihi belgeler dışında hiçbirşey kaynak gösterilemez , köylüde böyle diyordu gibi laflarla tarih anlatılamaz.
 

Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

MALESEF BU ÜLKEDE BİLİNÇLİ BİLEREK HER FIRSATTA BELLİ KESİMLER TARAFINDAN ATATÜRK VE CUMHURİYETE ALENEN ÇAMUR ATILIYOR YAPILANLAR TENKİT EDİLEBİLİR HER YAPILANDA DOĞRU OLMIYABİLİR AMA İNSAF DENEN BİR ŞEY VARDIR BU KADAR SEVİYESİZ ELEŞTİRİ OLMAZ CAMİ YIKTIRMAK ŞEHİT BİR SUBAYIN HANIMI İLE İLĞİLİ YAZILANLAR SİTE YÖNETİCİLERİ KUSURA BAKMASINLAR KÜÇÜK HARF OLAYINI BİLİYORUM BİLEREK BÜYÜK HARFLE YAZDIM BİRİLERİ BU ÜLKEDE GÜNEŞİN BALÇIKLA SIVANMAYACAĞINI ATAMIZA VE CUMHURİYETİMİZE KARŞI ALENEN SALDIRININ NASIL CEVAPLANDIĞINI YADA CEVAPLANACAĞINI ARTIK ANLAMASINI İSTİYORUM LÜTFEN BÜYÜK HARF KONUSUNDA KUSURA BAKMAYIN
 

Ynt: 23 Aralık 1930 Şehit Kubilay Olayı

Cumhuriyetin bir kusuru(!) var bence; karnı tok, sırtı pek ve beyni özgür geniş bir çoğunluk yaratamadı... Çoğunluk, "yurttaş" ol(a)madığı sürece, bu sıkıntılar sürecek... :(

Cavid Sezen
 




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,435
Mesajlar
1,517,935
Kayıtlı Üye Sayımız
172,086
Kaydolan Son Üyemiz
Ertuğrul Ocaktan

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst