19-26 Ağustos 2012 Elbrus(5642m.) Tırmanış Raporu

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan kenantt Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 4
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 17,220

kenantt

Yeni Üye
Mesajlar
11
Tepkime Puanı
0
Yaş
32
Yer
Eskişehir
Web
www.anadosk.anadolu.edu.tr
Elbrus (5.642 m.) Tırmanışı Raporu

Tarih: 19–26 Ağustos 2012,

Yükseklik: 5.642 Metre,

Konum: Rusya Federasyonu / Kabardin Balkar Özerk Cumhuriyeti / Baksan Vadisi / Elbrus Dağı,

Özellik: Rusya’nın, Kafkas Dağları’nın ve Avrupa’nın en yüksek zirvesi,

Düzenleyen: ESDAK,

Ekip:

ESDAK (Eskişehir Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Derneği): Erhan KASAPOĞLU, İsmail ÇETİN, Mehmet ÖCAL, İlker YILMAZ, Duygu AK, Ahmet SÖNMEZOCAK,

ANADOSK (Anadolu Üniversitesi Doğa Sporları Kulübü): Kenan TEMELTAŞI, Arno TAŞCIOĞLU, İclal YENİLMEZ,

YDK (Yıldızlı Dağcılar Kulübü): İlhan ÖREN,

Rusya Federasyonu: Трифанова Анастасия (Natsya)

Rapor:

Mart ayında haberdar olduğumuz tırmanış planı, bizi oldukça heyecanlandırmış ve aklımıza acaba ile başlayan soruları getirmişti. Bir süre raporları okuyup fotoğrafları inceledikten sonra Elbrus fikri kafamıza oturmuş, iş ekibi oluşturmaya kalmıştı. Haziran ayının sonlarına doğru liste kesinleşmiş ve bizler de bir anda kendimizi o listede bulmuştuk. Hemen ardından alınan uçak biletleriyle (diğer seçeneklerin yanında daha kısa süreli ve az yorucu olmasından dolayı uçağı tercih ettik ve kişi başı gidiş- dönüş 875 TL verdik.) iş ciddileşip bizleri kondisyon ve aklimatizasyon amaçlı bir dizi faaliyete sürükledi. Son hazırlıklar yapılıp biraz kilo alındıktan sonra düştük Kafkasya’nın yollarına.

19 Ağustos 2012:

Eskişehir’den gelenlerle Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı’nda 20.30 sularında bir araya geldik. Yurt Dışı Çıkış Harçlarımızı odedikten sonra paramızın bir kısmını Change Ofiste bulduğumuz birkaç bin ruble ile takas ettik. Çantalarımızı, ortak ve teknik malzemelerimizin bulunduğu hurçlarımızı (ekip olarak ortak kararımız, beslenmemiz konusunda macera aramayıp alışverişimizi Türkiye’de yapmamızdı) bir araya getirip chek-in işlemlerimizi yaptırdık. Havaalanında şansımıza rastladığımız abimiz sağ olsun, tüm işlemlerimiz 10 dk içinde halloldu (hiçbir kg aşımı olmadanJ) ve bizler pasaport kontrolunden geçip kapıdan çıktık. Biraz free shop da takılıp moral olsun diye aldığımız çikolata ve viskiyi bir güzel tüketip ağızlarımız kulaklarımızda uçağımıza bindik. Saat 22.45’te bu sefer gerçek anlamda havalandık.

20 Ağustos 2012:

Yaklaşık iki saat süren uçuşun ardından Mineralny Vody havaalanına iniş yaptık. Saat diliminde 1 saat ileriye gittiğimizi unutmayıp hemen saatlerimizi ayarlayıp giriş işlemlerine geçtik. Rusya’ya vize kalktığından giriş için ülkeye giriş-çıkış tarihlerinizi ve isminizi yazdığınız iki küçük formu doldurmanız yeterli. Bu formlardan birisi Rus yetkililerde kalıyor. Diğerini ise size geri veriyorlar. Pasaport kontrolunden geçtikten sonra sizde kalanına gözünüz gibi bakmanız gerekiyor. Çünkü çıkışta sizde kalan diğer formu yetkililere vermek zorundasınız.

Havaalanında meraklı gözler eşliğinde eşyalarımızı aldıktan sonra ekibimizin son üyesi Natsyanın bizim için gönderdiği iki minibüse atlayıp Baksan vadisine doğru yola koyulduk. Sabahın alaca karanlığında birden durduğumuzu fark ettik. Yolda Elbrus’la aramıza engel olan Heyelana hayretle bakıp yarı uyur yarı uyanık vaziyette sabahın ışıklarını ve başkalarının gelmesini bekledik. Bizden başka kimse yoktu. Sabahın ilk ışıklarıyla etrafımızı saran dağları hayretle izleyip biraz fotoğraf çektik. Başkalarının da gelmesiyle ve yaklaşık 1 saat sonra beklemenin heyelanı ortadan kaldırmayacağını ve o dağ yoluna hiç bir yol temizleme ekibinin gelmeyeceğinden emin olduktan sonra yolun diğer tarafında kalan minibüslerle anlaşarak, eşyalarımızı heyelanın alt tarafından geçirip yolumuza onlarla devam ettik. En nihayetinde sabah saat 08:00 civarında Terskol kasabasını geçip vardığımız küçük ama teleferiği olan köyde bir o kadar da ıssız cafenin ilk müşterileri olduk. Burası kışın kayak merkezi olarak kullanılan oteller bölgesiydi. Çok geçmeden Natsya ve Pasha motor kapağı olmayan ve toplama bir Station Lada ile yanımıza geldiler. Küçük tanışma faslından sonra Natsya ve Pasha Erhan’la beraber ekmek, yumurta ve ocaklarımıza kartuş almak için Terskol kasabasına indiler. (Terskol kasabasında Baksan kavşağına yakın Seven Summit Club ve yanındaki outdoor mağazasında her türlü dağcılık malzemesini Türkiye ve Avrupa fiyatlarının yaklaşık iki katına bulabiliyorsunuz. Ayrıca Baksan kavşağındaki diğer bir dükkandaysa her numara ve bedende plastik ayakkabı, kaztüyü mont, baton, kazma, ocak veya başka teknik malzemeyi uygun fiyata kiralamak mümkün.)

Geri döndüklerinde yaklaşık kişi başına 200 ruble verdiğimiz kahvaltımızı yapıp 2.400 rakımlı köyden ilk ayak teleferikle yükselmeye başladık. Ardından bindiğimiz ikinci ayak teleferikle telesiyej istasyonunun olduğu yüksekliğe ve buradan da bizlere hiç güven vermeyen, eski Rus teknolojisinden sıçrayıp gelmiş telesiyejlerle aniden başlayan kar yağışı ve şiddetli rüzgar eşliğinde 3.800 metredeki anakampa vardık. İstasyonun kapanması ihtimaline karşı biraz da acele edince hazırlıksız yakalanmış, giyinememiş ve 10 dakika içinde epeyce üşümüştük.

Üzerimize kalın bir şeyler giyip malzemelerimizi büyük bir deponun, ana kampın hangarının içine götürerek geceyi geçiriceğimiz Hut’ların (petrol tankerlerinden yapılmış,8-10 kişilik sığınaklar) boşaltılmasını bekledik. Hava birden kötüleştiği için aşağıya inmeyi planlayan ekipler planlarında değişiklik yapıp kalmayı düşündüklerinden Hut’lar boşalmamıştı. Bir süre bekledikten sonra boşalan üç ayrı Hut’a yerleşip yemek için mutfakta buluştuk. Burada her ekibin 1 saat aralıklarla kullanabileceği masa sandalye ve ocaklar mevcut. Ocakta kullanılan gaz ücreti, kişi başı Hutlarda kalma ücreti olan 12 Euro’ya dahil edilmiş. Yani ayrıca mutfak ve gaz ücreti ödenmiyor. Ekip toplandıktan sonra ertesi günün planını yaptık ve dinlenmeye çekildik. Hava kapalıydı. Kar yağışı ve yoğun siste neredeyse iki metre ötemizi göremiyorduk.

21 Ağustos 2012:

Sabah hava açılmıştı. Dün geldiğimiz Anakamp, aslında Sovyetlerden kalan yakıt tanklarının barınak olarak kullanıldığı bir yerdi. Daha önce fotoğraflarını görmüştük ancak canlı olarak yaşamak farklıydı. Manzara muhteşemdi. Bir yanda çifte zirvesiyle Elbrus tüm haşmetiyle karşımızda, diğer yandaysa Kafkas Dağları ellerimizle yerleştirmiş gibi tüm zirveleriyle altımızdaydı. Açıkcası böyle muhteşem bir gün doğumunu hiç birimiz beklemiyorduk. Her ne kadar fotoğraflamaya çalışsak da bu manzarayı tüm hatlarıyla yanımızda getiremedik. Zihinlerimize kazıyabildik sadece…

Vakit kaybetmeden çantalarımızı iki öğünlük yiyeceğimizle beraber sırtlanıp anakamptan 4.700 metreye Pastuhova Kayalıkları’na hem aklimatizasyon hem de zirve günü için kamp kurmaya yola çıktık. Yaklaşık 6 saat süren yükselişimiz ardından kamp kurmayı düşündüğümüz noktaya geldik. Burada bizi güçlü bir fırtına karşıladı. Fırtına altında ve müthiş bir bulut denizi manzarası eşliğinde binbir güçlükle, yaklaşık 1,5 saatlik bir uğraştan sonra çadırlarımızı kurup biraz besin ve sıcak sıvımızı aldık. Yaklaşık yarım saat içinde çadırlarımızı burada bırakmanın gereksiz olacağından ve geri döndüğümüzde hiçbirinin yerinde olmayacağından emin olup kampımızı topladık. 4.700 metrede hızlı hareketlerimizin ve yaklaşık 14 saat içinde bu kadar yükselmemizin etkisini bütün vücudumuzda hissetmeye başladık. Kimse bir şey yapmak, yemek yemek ve neredeyse sıvı almak bile istemiyordu. Ancak bir an önce aşağıya inmemiz gerektiğini biliyorduk. Aklimatizasyon (yüksekliğe uyum) sorunu yaşıyorduk. Yoğun baş ağrıları, mide bulantıları, isteksizlik ve halsizlik eşliğinde fazla zaman kaybetmeden aşağıya inmeye başladık. Yoğunlaşan siste ekipçe hareket ederek tedbirli bir şekilde Hutlarımıza geri döndük. Akşam yemeğinde ertesi günler için plan yapıp ekibin yüksekliğe uyumunu konuştuk. Teker teker nabız ölçümlerimizi yaparken diğer ekip üyelerinin 90 olan nabızlarına karşılık benim nabzımın dinlenme halinde 130’u gördüğünü fark ettik ve nabzımı yakın takibe aldık. Ertesi günü ekibe ve sırılsıklam olan ayakkabılarımıza dinlenme ve kurutma günü ilan ettikten sonra Hutlarımıza geçip dinlenmeye çekildik.

22 Ağustos 2012:
Sabah yeniden mutfakta buluşup bize tanınan 1 saat içinde kahvaltımızı yapıp mutfağı temiz bir şekilde bizden sonraki ekibe teslim ettik. Kendini ve ayakkabılarını iyi hisseden 4 kişi (Erhan, İsmail, İclal ve ben) 4.300 m.’ye gitmeye karar verdik. Önceki güne nazaran büyük ve ağır kamp çantalarımızın yerine biraz su ve yiyeceğimizin olduğu zirve çantalarımızla 1,5 saatte 4.300 e vardık. Kayalıklara yerleştirilmiş, dağda yaşamını yitirenler adına yapılmış çeşitli anıtları inceleyerek oyalandık. Bu sırada nabzımın yürüyüş sırasında 164’ü görmesi bizi endişelendirse de gözle görülür hiç bir sorun olmaması (yürüme zorluğu, nefes alma, öksürük, vb.) içimizi rahatlatıyordu. Yeniden kampa dönüp diğer ülkelerden dağcılarla kültür alışverişi yapıp yemeğimizi yedikten sonra yeniden hutlarımıza çekildik.

23 Ağustos 2012:

Sabah, bu sefer önceki gün dinlenmiş ve ayakkabılarını kurutabilmiş 7 kişi (Erhan, Mehmet, Ahmet, Natsya, Sasha (Natsya’nın kankası), Duygu ve ben) yürüyüşe çıktık. 4.300 metreye kadar yükseldikten sonra 4.200’deki kampı ziyaret edip oradaki ortamı inceledik. Zaman kaybetmeden ana kamptaki karargahımıza dönüp ertesi günkü zirveyi planlamaya koyulduk. Kampta karşılaştığımız, Evereste 2 kez, Elbrus’a onlarca zirvesi ve tecrübesi olan Balkar Türk’ü Abdulhalim ÖLMEZ’le sohbet edip zirve hakkında tavsiyeler aldık. Tarih yaz ayına denk gelse de orada bulunduğumuz süre içinde hava şartları nedeniyle zirve yapamadan dönen birçok ekiple karşılaştık. Zirve yolunda zaman ve performans kaybetmemek için herkesin de kullandığı Snowtrack seçeneğini kabul ettik. Söz konusu araç bizi ilk gün yükseldiğimiz 4.700’e kadar çıkaracak, böylece vücutlarımız yükseklikten daha geç etkilenmeye başlayacak ve erkenden kampa geri dönüp toparlanmak için vakit bulabilecektik. Snowtracklar 10-12 kişi taşıyabiliyor. Planımızı yapıp malzemeleri paylaştırdıktan sonra hazırlıklarımızı yapıp yeniden hutlarımıza döndük ve erkenden tulumlarımıza girdik.

24 Ağustos 2012:

Saat 00.00’da uyanıp mutfakta buluşup kahvaltımızı abarta abarta yaptık. 01.30’da anlaştığımız snowtrackta 11 kişi olarak yerlerimizi aldık. Gökyüzündeki milyarlarca yıldız altında ve -30’a varan soğuk eşliğinde, egzosundan adeta alev saçan aracımızı elinde bira şişesiyle kullanan şoförümüzü sıradan karşılayıp 45 dk sonra 4.700 metredeki Pastuhova Kayalıkları’na vardık. Kramponlarımızı takarak kazmalarımızı alıp yükselmeye başladık. Oldukça dik sayılabilecek bir etptan bir süre devam edip diyagonal geçişe (5.100 m.’ye) vardık. Burada üzerinde olduğumuz Elbrus’un Doğu kütlesinden (5.621 m.) ayrılıp iki zirve arasındaki yatay sırta geçiş yaptık. İki zirvenin tam ortasına geldiğimizde karşımızdaki oldukça dik ve uzun etap moralimizi biraz bozsa da kendinizi toplarlamamız çok uzun sürmedi. Burada, önümüzdeki dik etabı seyrederek bir süre mola verdikten, Mehmet’in donmak üzere olan sağ el parmaklarını kurtarıp ve bir şeyler atıştırdıktan sonra, güneş ışınlarının geldiği ilk noktada tekrar mola sözü verip Batı Zirvesi’ne doğru tırmanışa başladık. Bu etap oldukça kalabalık olabiliyor. Var olan tek izden birbirini geçmek isteyen ekiplerden birisi diğerini beklemek durumunda kalabiliyor. Sonuna doğru dik etabın yatmaya başladığı yerde küçük bir kaya etabı daha geçip bir düzlüğe vardık. Dün Güney Kore ekibi bu noktadan fırtına yüzünden geri dönmek zorunda kalmıştı. Burada, yorgunluk kendini irtifayla beraber artık iyiden iyiye hissettirmeye başlamıştı. Diğer ekip liderlerinden aldığımız zirveye 20 dk. kaldığı bilgisi bizi aniden canlandırdı ve tekrar tırmanmaya başladık. Yaklaşık 15 dk. sonra gördüğümüz zirve, bize yorgunluğumuzu unutturdu. Artık zirveyi görmenin heyecanıyla yorgunluğumuzu da umursamayarak tırmanışımızı sürdürdük. Zirveye yaklaşınca ekibin arkadaki üyelerini de bekleyip saat 08.30’da ekipçe zirveye; Avrupa’nın çatısına, üzerinde olduğumuz 4 gün boyunca merak ettiğimiz, aylardır hayalini kurduğumuz noktaya çoşkuyla ve birkaç damla da göz yaşıyla çıktık. Kafkasların nefes kesen manzarasını doyasıya seyredip, birbirimizi tebrik ettikten ve fotoğraf çektikten sonra inişe geçtik. Yeniden iki zirve arasındaki sırta vardığımızda artık yorgunluk ve irtifa kendini daha da belirgin hissettirmeye başlamıştı. Burada da İlker’in donmak üzere olan sol el parmaklarını kurtarmak durumunda kaldık. Dinlenmenin baş ağrımıza iyi gelmesinden ziyade daha da kötüye götüreceğini bildiğimizden biraz daha hızlı bir biçimde inişi sürdürdük. 4.700’deki kayalıklarda biraz mola verdikten sonra snowtrackların izinden kampa yaklaşık 45 dk da indik. Aşağıda biraz dinlenip yemeği ocağa koyduktan sonra yukarıda kalan ekip arkadaşlarımızın bazılarının dizlerinden sorun yaşadığını ve inişte güçlük çektiklerini öğrendik. Erhan’la bir kar motorsikleti ayarlayıp ekipte geri kalanları, durumları daha fazla kötüye gitmeden almalarını sağladık. En son tüm ekip anakampta toplandı. Bu sırada vücudumuzda kaybettiğimiz karbonhidratın ve sıvının bir kısmını geri alıp toparlandıktan sonra 3.800’den 3.500’e telesiyej, 3.500’den 3.000’e teleferik ve 3.000’den 2.500’e tekrar teleferikle inip, Sasha ve Natsya’nın bize ayarladığı pansiyona yerleştik. Eşyalarımızı düzenleyip duş aldıktan sonra dağda tanıştığımız Abdulhalim’in Kubbe Restaurant’ına gidip doyasıya yemeklerimizi yedik. Akşam Terskol’a inip zirveyi hep beraber kutladık. Böylece 24 Ağustos gününün 24 saatini de doyasıya yaşamış olduk.

25 Ağustos 2012:

Sabah, geceyi yatakta geçirmenin vermiş olduğu rahatlık ve dinçlikle erkenden kalkıp yeniden Abdulhalim’in her duvarında birbirinden güzel faaliyet fotoğrafları ile süslü mekanına gittik. Bulunduğumuz bölge Müslüman olduğundan burada her bulduğumuz eti rahatlıkla yiyebiliyoruz. Her yemeğin vazgeçilmezi tatlıdan çorbaya her tabakta gördüğümüz dere otu ilk başta bizi şaşırtsa da alışıyoruz. Geleneksel yiyecekleri olan Khicini de (gözlemenin bir farklı versiyonu) bizlere oldukça güzel geliyor. Kahvaltıdan sonra biraz etrafı keşfetmeye ve alışverişe çıktık. Burada İngilizce konuşanların sayısı tanıdığımız iki kişiyi geçmediğinden esnafla da İngilizce konuşmanın herhangi bir faydası yok. Balkar Türkleriyle çatpat Türkçe konuşabiliyor ve anlaşabiliyoruz. Ayrıca pazarlık burada da oldukça işe yarıyor. Uzun alışveriş faslından sonra oturduğumuz cafede şans eseri iki Türkle karşılaşıyoruz (Alaaddin ve Hasan abi). Bizlere oldukça yakın davranıyor ve her şeyde yardımcı oluyorlar. Nalçhik’te tekstil işiyle uğraşıyorlar. Ardından dağda karşılaştığımız iki rus arkadaş da ellerinde birer kanyak şişesi ile masamıza dahil oluyorlar. Akşam da Duygu’nun doğum gününü kısıtlı olan eğlence mekanlarında doyasıya kutluyoruz ve gün bitiminde faaliyet boyunca bizlere çok yardımcı olan Natsya ile buruk bir şekilde vedalaşıyoruz.

26 Ağustos 2012:

Güne erkenden başlayıp Hasan ve Alaaddin Beyler’le buluşarak kahvaltıda planlarımızı yaptık. Saat 12 civarında ayarlanan minibüsle Nalchik’e doğru yola koyulduk. Nalchik’te bizi Alaaddin Bey’in yeğeni Oral ve arkadaşı karşıladılar ve Nalçhik’i bir güzel gezdirdiler. Açıkçası bu gezi bizim için piyangodan çıkmış gibi oldu. Kendilerine ait bir minibüs ve bir 4X4 araçla bizleri havaalanına kadar getirdiler. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Nalchik ve Vody arası yol yaklaşık, bir buçuk iki saat kadar sürebiliyor. Sınırda bekleme ihtimaline karşı biraz erken yola çıkmakta fayda var. Biz hiç beklemeden ve kontrole bile girmeden sınırı geçip uçağımızın hareket saatinden iki buçuk saat önce havaalanına geldik. Havaalanında Rus yetkiliyle ağır eşya tartışmaları ve pazarlık epeyce uzun sürdü. Nihayet ağır eşyalarımızı mümkün olduğunca hafifleterek, yani botlarımızı, montlarımızı, bazı giysilerimizi üzerimize giyerek ve bazı teknik ağır malzemelerimizi el çantalarımıza sıkıştırarak bağaja vereceğimiz ağırlığı azaltıp, biraz da pazarlıkla 190 Dolar’a anlaştık. Gelirken Türkiye’deki bize yardımcı olan havaalanındaki dostumuzu minnetle andık. Hani “ne varsa memleketimde var” diye hayıflanarak verdik 190 Doları Rus görevliye.

Nihayet uçuş satimiz gelip çattı. Elbrus’u ve Rusya’yı arkamızda bırakarak hasretle ve Türk Dağcılığını yabancı bir ülkede temsil etmiş olmanın verdiği gururla havalandık. Sorunsuz bir uçuşla İstanbul’a geldik. Burada ayrıldık ve herkes kendi evine doğru yola çıktı; bir sonraki tırmanışın düşleri vardı ceplerimizde…

Tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum…

Harcamalar:

Eskişehir-İstanbul otobüs (gidiş-dönüş): 80TL (kişi başı),

İstanbul – Mineralny Vody uçak (gidiş-dönüş): 875TL (kişi başı),

Mineralny Vody- Baksan Vadisi (2 minibüs sadece gidiş): 220 € (10 kişi),

Oteller Bölgesi – B.C. 2 Teleferik + Telesiyej (gidiş-dönüş): 300 Ruble (kişi başı),

Hut konaklama (1 gece için): 500 Ruble (kişi başı),

Snowtrack: 500€ (10 kişi),

Terskol Kasabası gecelik konaklama: 8 € (kişi başı),

Terskol Kasabasındaki 1 öğün yemek: 300 Ruble ortalama (kişi başı),

Terskol Kasabası – Nalçhik (1 minibüs): 2500 Ruble (10 kişi)

Diğer harcamalar (kumanya, kartuş, vb.): 450 TL (10 kişi)

*1 TL = 18 Ruble (Kur bilgilerini güncelleyiniz.)

Toplam: 1700 TL (Kişi başı)

Tavsiyeler:

*Uçak biletlerini Nalçhik üzerinden alırsanız Baksan vadisine ulaşım daha kısa sürecektir.

*Ucuz havayolu şirketleri ile uçuş yapmanız check-in sırasında size Kg. aşımı süprizi yaratabilir. (Dönüşümüzde kg fazlasına ödediğimiz para pazarlıkla birlikte 190 $ oldu.)

*Tırmanış süresince, bölgedekilerin ingilizce bilmemelerinden dolayı yanınızda rusça ve çevreyi bilen birilerini bulundurmanız yararlı olacaktır. Bölgede yaşayan Balkar Türkelerinin kullandığı bazı sözcükler türkçeye yakın olduğundan türkçe anlaşabilmek zaman zaman mümkün olabiliyor.

*Snowtracka para vermeyi göze alırsanız; kamp yükü taşımadan da faaliyetinizi gerçekleştirebilirsiniz.

*3.800 B.C.’ta mutfaktaki ocakları kullanabilir yanınızda ocak bile götürmeyebilirsiniz. Ancak tırmanış sırasında sıcak sıvınızı ihmal etmemelisiniz. Elbrus, havası anında sertleşebilen bir dağdır.

*Kar motosikleti B.C. – 4.200 m.’ye (2 kişilik gidiş): 1000 Ruble. Az kişi gidildiğinde snowtracka alternatif ulaşım aracı olarak kullanılabilir.

Hazırlayan: Kenan TEMELTAŞI

İletişim: kenan.temeltasi@gmail.com

IMG 1580 Medium


IMG 1381 Medium


Elbrus Da Plan Medium


IMG 1459 Medium


Heyelan Medium
 

Etiketler

Ynt: 19-26 Ağustos 2012 Elbrus(5642m.) Tırmanış Raporu

Cok guzel bir deneyimi ve tecrubelerinizi cok guzel aciklamissiniz, tesekkur ederim. Bir sonraki hedefiniz varmi ?
 

Ynt: 19-26 Ağustos 2012 Elbrus(5642m.) Tırmanış Raporu

Teşekkürler.. Bu tırmanışın ardından planımız kazbek idi ki onu da geçtiğimiz ağustos ayında gerçekleştirdik.. Şu an birkaç 7000 lik içerisinden seçim yapıp denemeyi düşünüyoruz eğer gerçekleşirse raporunu yine buradan paylaşıcaz..
İyi Günler...

Gerçekleştirdiğimiz Kazbek tırmanışının raporu;
http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=98535.0
 

Ynt: 19-26 Ağustos 2012 Elbrus(5642m.) Tırmanış Raporu

Ulaşım için hangi hava yolunu kullandınız? Telefonunu yazabilirmisiniz? Bileti nasıl,nereden aldınız.?(İnternet veya havayolu ofisi).Uçaktan sonra ulaşım için araç kiralama harici düzenli sefer için otobüs veya tren bulunuyor mu?(ekipteki kişi sayısı az :smiley: )
Teşekkür ederim.
 



Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,383
Mesajlar
1,517,440
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

SON KONULAR



Geri
Üst