12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan seyyah-34 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 16
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 5,016

seyyah-34

Zirve
Mesajlar
2,976
Tepkime Puanı
8
Yer
istanbul
[attachment=1]

[attachment=2]


İstiklâl Marşı Nasıl Kabul Edildi?

İstiklâl mücâdelesinin en çetin bir safhasında milletin duygularını belirtecek bir "İstiklâl Marşı"nın yazılması istenmiş ve böylece, Maarif Vekâleti tarafından bir müsabaka açılmış ve müsabakada birinciliği kazanacak zâta 500 lira nakdî mükâfat verileceği ilân edilmişti.

Yurdun her tarafından 500'den fazla şâir müsabakaya girmişti. Fakat yazılan marşlar, milletin hissiyatına tercüman olacak bir durumda değildi.

Mehmet Âkit, marşın mükâfatlı olmasından dolayı müsabakaya katılmamıştı. Zamanın Maarif Vekili Hamdullah Suphi böyle bir marşın ancak, Safahat nâzımı şâir Mehmed Akif tarafından yazılabileceğine inanmış ve 5 Şubat 1337, Milâdî 1921 tarihinde şu mektubu kendisine yazmıştır.

"Pek aziz ve muhterem efendim,

İstiklâl marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmamaklarındaki sebebin izâlesi için pek çok tedbirler vardır Zât-i üstadânelerinin matlûb şi'iri vücûda getirmeleri maksadın husûli için son çâre olarak kalmıştır. Asl endîşenizin icâbettiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehiç vâsıtalarından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbeti arz ve tekrar eylerim.''

Bu mektubun yazılmasından bir ay bile geçmeden milletin istediği İstiklâl Marşı yazılmış ve kahraman orduya ithaf olunmuştu.

Marş, Maarif Vekili Hamdullah Suphi ve arkadaşları tarafından beğenilmişti. Yalnız bu marşın üstada-ı rencide etmeden Büyük Millet Meclisi'nden nasıl geçirileceği üzerinde düşünülmüştü. Bu sıralarda Maarif Vekâletince seçilen yedi marş da Büyük Millet Meclisi'ne getirilmişti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Mart 1337 (1921) tarihindeki toplantısında kararı, Karesi Meb'usu Basri Çantay, Meclise gelen marşlardan birinin okunması için bir takrir vermişti. Bu takrir Meclis üyelerinin re'yine sunulmuş ve tasvîb olunmuştur.

Marşlardan birinin okunması için Meclis Reisi tarafından, Hamdullah Suphi Bey kürsüye davet edilmiş ve ezcümle şöyle konuşmuştur:
-Arkadaşlar, hatırlarsanız, Maarif Vekâleti son mücâdelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şâirlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi, burada yedi tanesi en fazla vasfı hâiz olarak görülmüş ve seçilmiştir.

Hamdullah Suphi, Mehmed Âkif'ten bir marş yazmasını rica ettiğini, marşın yazıldığını, beğenildiğini söylemiş ve intihabının Meclis'e ait olduğunu da sözlerine ilâve etmiştir.

Hamdullah Suphi, gür sesiyle Meclis'in kürsüsünde İstiklâl Marşı'nı okumuştur.

"Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin İSTİKLÂL"

mısraları ile bu marş, Meclis üyelerinin şiddetli ve heyecanlı tezahüratına vesile olmuş, salon alkış sesleriyle dolmuştur.

Kastamonu meb'usu Dr. Suad Beyin 12. Mart. 1337 (1921) tarihinde Büyük Millet Meclisi Riyasetine vermiş olduğu takrirde:

Riyâset-i Celîleye :

Müzâkere kifayetini ve Mehmed Akif Beyin İstiklâl Marşı'nın kabulünü teklif ederim.

Bundan başka Bolu meb'usu Tunalı Hilmi de takrir vermiş ise de reddedilmiş ve gene aynı tarihte Karâsi meb'usu Hasan Basri tarafından Riyâset-i Celîleye verilen takrirde:

Riyâset-i Celîleye :

"Bütün meclisin ve halkın takdîrâtını celbeden Mehmed Âkif Beyefendinin şiirinin tercîhan kabulünü teklif ederim. ' '

Takrir Meclis Reisi tarafından oya sunulmuş ve kabul edilmiştir.

Böylece Mehmed Âkif tarafından yazılan marş İstiklâl Marşı olarak ekseriyetle kabul edilmiştir.

Kırşehir Meb'usu Müfid Efendi, bu marşın, Hamdullah Suphi Bey tarafından Kürsüde tekrar okunmasını Konya Mebusu Refik Koraltan da Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklâl Marşının ayakta dinlenmesini teklif etmiştir.

Bunun üzerine 12 Mart 1337 (1921) 'de kabul edilen ve kanuniyet kesbeden İstiklâl Marşı tekrar Hamdullah Suphi tarafından okunmuş ve marş ayakta dinlenmiştir.

"Doğacaktır sana vâdettiği günler Hakkın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın."

İşte bu ruh ve îmân ile Türk Ordusu Sakarya boylarında, İzmir yollarında Allah'ın lütuf ve insaniyle şecaat ve kahramanlıklarını göstermiş ve nihayet 9 Eylü 1922 tarihinde Hakk'ın vaat ettiği o parlak güneş, İzmir ufuklarında doğmuş, Müslüman Türkün saffet ve kudreti karşısında düşman büyük bir hezimete uğramış ve denize dökülmüştür.

Aziz ve mübarek vatanımızın her karış toprağı şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış, zaferin şahikasına ulaşmıştır. Nitekim İstiklâl Marşında:


"Korkma ! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak,
O, benimdir; o, benim milletimindir ancak!" mısraları ne derin bir mânâ taşımaktadır.

İzmir'in meşhur Kadife Kalesi'nde büyük Şanlı Türk bayrağı dalgalanmağa ve şiddetli alkışlar arasında yurdun her tarafında zafer şenlikleri yapılmağa başlanmıştı.

Mehmed Âkif'e niçin istiklâl Marşı'nı Safahâtı'na koymadığı sorulduğunda o büyük insan:

"O benim değildir. Ancak milletimindir." diye cevapta bulunmuştu. Aynı zamanda müsabaka için ayrılan (500) TL. o zaman fakir çocuk ve kadınlara örgü öğretmek, bir geçim sağlamak emeliyle teşekkül etmek üzere bulunan Darü'l Nisaiyye'ye teberru etmiştir.

Yakın arkadaşlarından, Ankara Baytar Müdürü'nün anlattığı palto hikâyesine göre. Millî Mücâdele sırasında. Ankara Baytar Müdürlüğünde bulunmuş olan bir zât. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi konferans salonundaki bir konuşmasında şöyle demişti:

Mehmed Âkif'in giyecek bir paltosu yoktu. Tâceddin Dergâhi'ndan Büyük Millet Meclisi'ne kadar paltosuz olarak yaya giderdi. O zamanlar Ankara'nın soğuğu çok şiddetli idi. Ben daireme gelir, paltomu Mehmed Âkif'e gönderirdim. O da giyer Meclise giderdi, İstiklâl Marşı için verilen parayı geri vermesinden dolayı kendisine, Mehmed Âkif üzerinde bir palton yok, verilen parayı da almazsın, dedim. Bunun üzerine, bana darıldı, paltomu da kabul etmedi. O soğuklarda paltosuz olarak Büyük Millet Meclisine gitti, geldi.

Mehmed Akif'in buna benzer şahsına has daha birçok meziyetleri vardır. Dürüsttür, hattâ Harb-i Umûmî içinde kardeşinin evinde çayı şekerle içtiklerini görünce, milletin yemediğini siz nasıl yiyorsunuz, demiş ve bir müddet kardeşinin evine bile gitmemiştir.

Mehmed Âkif'in rahatsız bulunduğu Alemdağı'nda son günlerde içlerinde Târık Us'un da bulunduğu bir grup üstadın ziyaretine gitmişler, Mehmed Âkif bitkin bir hâlde yatağında yatıyordu. Konuşma esnasında söz İstiklâl Marşı'na intikâl ettirilmiş, gelen ziyaretçilerden biri:

— Acaba İstiklâl Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı? demiş, bu söz üzerine yatağında bitkin bir hâlde yatmakta olan Akif; birdenbire başını kaldırmış ve ona:

— Allah bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın!
Evet:
— Allah bir daha bu memleketin, bu milletin istiklâlini tehlikeye düşürmesin! Bir daha onu istiklâl Marşı yazmaya mecbur etmesin, sözüyle ziyaretçileri susturmuş, o büyük insanın ne demek istediği herkes tarafından anlaşılmıştı.

Büyük insan Mehmed Akif Ersoy, mezarına milleti için yazmış olduğu istiklâl Marşı'yla konulmuştur. Tarihte kendi eseriyle gömülen ilk bahtiyar ölülerden biri de şüphesiz Mehmed Âkif Ersoy olmuştur.

Cenâb-ı Hak rahmet etsin, ruhu şad olsun.

STKLAL MARI


MEHMET AKF ERSOY
 

Etiketler
Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

" ALLAH BİR DAHA BU MEMLEKETİN, BU MİLLETİN İSTİKLALİNİ TEHLİKEYE DÜŞÜRMESİN ! BİR DAHA ONU İSTİKLAL MARŞI YAZMAYA MECBUR ETMESİN "

Amin...
 

Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

Sanki tam bu günler için söylenmiş bir söz... Allah yardımcımız olsun...
 





Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

http://www.dailymotion.com/video/x8lg36_mehmet-akif-ersoy-ve-istiklal-marşı_people
 

Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

Mekanı Cennet olsun. Çok değerli bir vatan evladı idi.

SAFAHAT'ın içinde İstiklal Marşı şiiri yoktur. Soranlara; "O şiir Milletime aittir, burada yer alamaz. Burada sadece bana ait şiirlerim var." demiştir.

Ne yazıkki Mısır'a göçmek ve hayatını oarada tamam etmek zorunda kaldı.
 

Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

byseyyah' Alıntı:
" ALLAH BİR DAHA BU MEMLEKETİN, BU MİLLETİN İSTİKLALİNİ TEHLİKEYE DÜŞÜRMESİN ! BİR DAHA ONU İSTİKLAL MARŞI YAZMAYA MECBUR ETMESİN "


Amin...
Rabbim milletimize atalarımızın yaşamış olduğu acıları yaşatmasın...
 

Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

Arkadaşlar,Allahtan böyle birşeyin birdaha olmamasını istemek yetmez.Birey olarak da kendi üstümüze düşeni yapmalıyız.Mehmet Akif Ersoy'u saygıyla anıyoruz.
 

Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

Kemal bey, öncelikle çok güzel, önemli, es geçilmemsi gereken bir konuya değinmişsiniz,
söyleyecek bir şey bulamıyorum sade bişey ilave edeyim.
İnşaallah Tüm dünyada İstiklal marşımız ve bayrağımız dalgalanır
 



Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

Sayın Perihan Silistra,bu kadar yüce değerler inşallah ve benzeri tanımlamalar ve dileklerle olmaz. Saygısızlık etmek istemem ama, dünyada peşinden koşulan ve gerçekleşmesi istenilen şeyler salt ÇALIŞMA ile EMEK ile gerçekleşebilir. Nasıl olur da böyle bir şeyi ister ve ardından ''inşallah'' dileğinde bulunursunuz aklım almıyor.Selamlar.
 

Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

Perihan hanım tüm duygularımla katılıyorum, Allah'ın izni ile İnşallah.
 

Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

Herbiriniz yazıştığım değerli insanlar ve arkadaşlarımızsınız küçük bir ricam olucak! bakın özelden yazışacak kadar mesaj sayınız var gelin bol bol ve seviyeli bir şekilde oradan yazışın sorunları ve anlaşılması güç şeyleri tartışın konuşun ama genelin yanlış anlamasına asla mahal vermeyelim.Ben her iki arkadaşımıza itidal tavsiye ederken; Cümle ve Hadise İnşaallah'sız ifade edilemez ama diğer yandanda icraat olmadanda peynir gemisi yanlızca İnşaallah ilede yüzemez diyorum. Aslında her iki arkadaşımızda haklı fakat uslub farklı.
Ve burada bunu kapatıyorum bundan sonrasını lütfen özelden yazışalım ne olur rica ediyorum.
Artı mini bir hatırlatma; Bu sayfayı değil Gezenbilir tüm dünya okuyor ve görüyor ispatını google yazarak yapabilirsiniz (ben tarattım googlenin 4.sayfasında 3.kıtasında aynen bu yazdıklarımız çıkıyor) diyor saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
 

Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

derindeniz1' Alıntı:
Sayın Perihan Silistra,bu kadar yüce değerler inşallah ve benzeri tanımlamalar ve dileklerle olmaz. Saygısızlık etmek istemem ama, dünyada peşinden koşulan ve gerçekleşmesi istenilen şeyler salt ÇALIŞMA ile EMEK ile gerçekleşebilir. Nasıl olur da böyle bir şeyi ister ve ardından ''inşallah'' dileğinde bulunursunuz aklım almıyor.Selamlar.

Bunda anlamayacak bir şey yok. Elbette ki ÇALIŞMA VE EMEK GEREKİYOR . Bunu ben inkar ediyor değilim.
Büyük Şairin de dediği gibi

Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin İSTİKLÂL"

O yüzden her iş Hakkın adıyla başlanır ve bıkmadan usanmadan çalışılır. Zaten şu zamanda dünyanın 118 ülkesinde Türk okullarımız da İstiklal marşımız okunmakta ve Türk bayrağımız dalgalanmakta. Bunu oturduğumuz yerden ettiğimiz dualara borçlu değiliz sadece. Dua edip çalışmalarımıza borçluyuz.


Saygılar
 

Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

Medeni insanlarız, detaylar konusunda fikir ayrılığımız olabilir, kimseyi darıltmak gücendirmek gibi bir niyetim hiç olmadı,olmaz da. Bir yanlış anlaşılma olsun asla istemem. Selamlar,sevgiler herkese.
 



Ynt: 12 Mart 1921 İstiklâl Marşının Kabulü

derindeniz1' Alıntı:
Medeni insanlarız, detaylar konusunda fikir ayrılığımız olabilir, kimseyi darıltmak gücendirmek gibi bir niyetim hiç olmadı,olmaz da. Bir yanlış anlaşılma olsun asla istemem. Selamlar,sevgiler herkese.

Saygılar bizden efendim :smiley:
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,424
Mesajlar
1,517,769
Kayıtlı Üye Sayımız
172,070
Kaydolan Son Üyemiz
cipokko

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst