Yazısı Yabancılaşmış Türkler

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan figo Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 44
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 10,623
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

figo

TEL 312 59 42 0543 644 48 78 GÜZEL OLAN HERŞEY
Mesajlar
916
Tepkime Puanı
0
Yer
A N K A R A
Web
www.defineyeyolculuk.com
Yazısı değiştirilen bir toplum bir müddet sonra hafızasını kaybeder. Sadece hafızasını değil, kimliğini, kültürünü, kişiliğini, dengesini de yitirir.

Yazı değiştirildikten sonra, eski yazıyı bilenler, notlarını onunla tutanlar, özel mektuplarını onunla yazanlar, bir müddet daha yaşarlar; "eski yazıyı" ve kültür devamlılığını da bir dereceye kadar yaşatırlar. Sonra onlar ölür ve büyük karanlık başlar. Dedem ölmeden önceki canlı şahidim.

Toplumumuz hafızasını büyük ölçüde yitirmiştir.
Hafıza yitirilince merak ve dikkat de kalmaz.
Merak kalmayınca medeniyet ve kültür seviyesi düşer, genel bir yabancılaşma başlar.

Yazısını yitiren bir toplum gerçek aydınlarını değil, aydınımsılarını yetiştirir. Ana dili sözde Türkçe'dir ama Fuzulî'yi okumaz, okusa da anlamaz; buna mukabil Brecht'i okur, Blondel'i okur, Ortega Y. Gasset'i, Hemingway'ı okur veya okuduğunu sanır.

Köklerinden kopmuştur.
Köklerine düşmanlık bile edebilir.

Bir İngiliz'in Shakespeare'e, bir Fransız'ınMoliére'e, bir Alman'ın Schiller'e, bir Norveçlinin İbsen'e düşman olması ne büyük saçmalıksa; bir Türkiyeli'nin Fuzulî'ye, Şeyh Galib'e, Ziya Paşa'ya yabancı olması o kadar büyük bir anormalliktir.

Bir kültür kendi yazısıyla ayakta durabilir.
Bir kültürün, bir toplumun yazısı ne kadar eskiyse temelleri o kadar sağlamdır.
Bir Japon düşünün, 1928'den önce basılmış Japonca kitapları, yazılmış Japonca belgeleri okuyamıyor. Nasıl bir Japondur o? Cahil, kopuk, yabancılaşmış bir Japon.

1928'den önce yazılmış İngilizce kitapları okuyamayan bir İngiliz, 1928'den önce basılmış Fransızca kitapları okuyamayan bir Fransız,

Aynı durumda bir Macar,
Bir İtalyan,
Bir Çinli...
Böyle bir saçmalık ve anormallik düşünülemez.
Bu saçmalık, bu kültürel cinnet Türkiye için geçerlidir.
Türk dünyası için geçerlidir.
Türkiye halkı cahil kalmıştır, cahil bırakılmıştır.
Devrimmiş... Hayır devrim değil, devirimdir.
Bin yıldan fazla kullandığımız eski yazı üzerindeki yasaklar ve tabular hâlâ sürdürülüyor.
Bu yasak ve tabular insan haklarına aykırıdır.
Akla ve mantığa aykırıdır.
Sağduyuya aykırıdır.
Bilgeliğe aykırıdır.
Millî menfaatlerimize aykırıdır.
Ne yapmak lazımdır?
Yapılacak ilk iş yazı, eğitim ve kültür üzerindeki yasak ve baskıların bütünüyle kaldırılmasıdır.
Okullara Osmanlıca dersleri konulmalıdır.
Bin yıllık yazımızla gazete, kitap, dergi çıkartmak serbest bırakılmalıdır.
Grek, İbranî ve Ermeni alfabesiyle Türkçe yayın yapmak serbest de niçin Osmanlıca yazıyla yapmak yasak? Bu soruya cevap verebilirler mi?
Sus, yobaz, gerici, hain, çağdışı demek cevap mıdır?

Ve siz Müslümanlar ve Müslüman geçinenler!.. Siz Ehl-i İslâm ve İslâmcılar!..Siz Müslümanları ve Müslümanlığı temsil edenler!.. Siz imkân sahipleri!.. Yukarıda yazdığım konuda niçin bir kültür ve eğitim seferberliği başlatmıyorsunuz? Böyle bir şey sizin temel vazifeleriniz içinde değil midir?

Bin yıllık yazımızla bir kitap yayınlansa, farz edelim mahkum edilse... Böyle bir suç, böyle bir mahkumiyet Strasburg'taki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden (AİHM) geri dönmez mi?

Hafızasız, meraksız, dikkatsiz bir toplum haklarını koruyamaz. Nasıl korusun ki, haklarının ne olduğunu bile bilmez.

Böyle bir toplumun yazılı, edebî, köklü bir kültürü ve lisanı yoktur. İki üç yüz kelimelik günlük konuşma diliyle iletişim kurar. O bir şifahî toplumdur.

İbsen der, Lagerlöf der, Günter Gras der, Unamuno der ama kendi ediplerini, kendi mütefekkirlerini (düşünürlerini), kendi sanatkârlarını bilmez, tanımaz, sevmez.

İstisnalar dışında bu ülkenin Müslümanı da yabancılaşmıştır.
Yazı giderken nice değeri de birlikte götürmüştür.
 

Etiketler
Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

figo' Alıntı:
Yazısı değiştirilen bir toplum bir müddet sonra hafızasını kaybeder. Sadece hafızasını değil, kimliğini, kültürünü, kişiliğini, dengesini de yitirir.

Ve siz Müslümanlar ve Müslüman geçinenler!.. Siz Ehl-i İslâm ve İslâmcılar!..Siz Müslümanları ve Müslümanlığı temsil edenler!.. Siz imkân sahipleri!.. Yukarıda yazdığım konuda niçin bir kültür ve eğitim seferberliği başlatmıyorsunuz? Böyle bir şey sizin temel vazifeleriniz içinde değil midir?


Yazı giderken nice değeri de birlikte götürmüştür.


Vay Ömer Ne güzel bir yazı bulup getirmişsin evet Yazısı değiştirilen bir toplum bir müddet sonra hafızasını kaybeder. Sadece hafızasını değil, kimliğini, kültürünü, kişiliğini, dengesini de yitirir. İşte bizim başımıza gelenler bu. Biz Selçuklu devletini kurduk Resmi dil olarak Farsçayı seçtik Osmanlı Devletini kurduk eğitim dili olarak Arapçayı seçtik.
Bin yıl boyunca kendi dilimizi konuşamadık kendi dilimizden devletimize dilekçe yazamadık ve hatta kendi dilimizleTanrımızdan birşey isteyemedik. Ne acı bir durum değilmi.
Sonrada Dil inkılabını yaparak kendi dilimizle yazmaya, kendi dilimizle devletimize başvurmaya, kendi dilimizle Tanrıya yalvarmaya başladık. Bu ne büyük bir nimettir farkındamıyız.

Yukarıda yazılan yazı ne cahilane ne bilgisizce ne şuursuzca yazılmış bir yazıdır. Bravo Ömer nereden bulduysan iyi etmişsin en azından şurada cevap verme şansını yakaladık.

Bu şuursuz adam Fuzuliyi, Mevlanayı anlayamamaktan yakınıyor. Anlayamaz tabi çünkü bu insanlar farsça yazmışlardır. Yabancı bir dille yazılanları ise bizim anlamamamız gayet normal değilmi. Şimdi bu vatandaş bize diyorki bunları anlayabilmeniz için illede yabancı dille eğitim yapın. Kaldırıp attığınız yabancı dilleri tekrar gündeme getirin yaşatın. Türkçeyi bırakın. Bunu söylerken amacı ne olabilir. Çok açık değilmi yine halk kendisine ne dendiğini anlamasın, devlet kapısında derdini anlatamasın, hatta Tanrısına bile yalvaramasın. Yani bir zamanlar olduğu gibi uşak olsun, birileri sırtından kazanırken durumunu idrak edemesin.

Bir büyük saçmalık daha yapmış, ne diyor Osmanlıcayı yaşatmak müslümanların görevidir. Bu uğurda mücadele etmelidir. Be hey dangalak demek lazım bu adama Osmanlıca ile İslamiyetin ne alakası var Osmanlıca halkın dahi anlamadığı Sarayın kullandığı Farsça ve Arapçanın melezi bir dil. Bu dil ile islaimiyeti ilişkilendirmek için ya çok cahil yada art niyetli olmak gerekir.
Sevgili Ömer bu yazıyı yazan sence hangisi cahilmi art niyetli birimi?
 


Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

figo' Alıntı:
Kafası farklı yönde çalışan biri de olabilir abi ???

Evet ama yazılanları ciddi olarak okuduğunda birşeyler bilen ama bu bilgiyi samimiyetsizlikle kullanan biri intibaını uyandırıyor.

Harf inkılabı yapılan yenilikler arasında en halkçı olanıdır. Türk halkına 1000 yıldır kaybettiği kimliğini kazandırmak adına atılan en büyük adımdır. Bunu anlayamamak farklı yorumlamak ancak ard niyetle olabilir.

Osmanlı döneminden kalan eserleri okuyamadığından söz ediliyor. O dönemde acaba halk bu Osmanlıca eserleri okuyor ve faydalanıyormu idi. Kaldıkı Osmanlı döneminde yazılan eserler de çoğu Osmanlıca değil, Farsça veya Arapçadır. Osmanlıca denilen yazı dili sadece Saray tarafından kullanılan halkın anlamadığı bir dildi yazılan fermanları halk okuyamıyordu bile. Kısacası kendi padişahı kendisine ne emrediyor kendisinden ne istiyor vatandaş anlamıyordu anlayabilmesi için tercüman gerekiyordu.
İşin vahametini düşünebiliyormusun padişah halkla konuşurken tercüman kullanmak mecburiyetinde kalıyor.

Bir isyan sırasında isyancılar padişahın etrafını sarar ve padişah bunlar ne istiyor diye sorar. Aralarında Türkçe bilen biri varsa ileri çıksında anlatsın der. Türkçe bilen dediği kim biliyormusun Osmanlıca, yani saray dili Osmanlıca bilen biri varsa öne çıksın ve dertlerini anlatsın diyor.
İşte korunması istenilen Osmanlıca bu.
 

Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

Dünya'da kaç medeniyet ve kaç tane dil var bunu bir araştırın. Bir toplumun, medeniyetin kendine ait bir lisanı olması kadar ayrıcalıklı birşey olamaz. Bundan şikayetçi olmak
nankördür benim için. Dünyanın kullandığı, bilimin dili olan Latin alfabesine geçmiş toplumumuz bile bu kadar cahilken, Arap alfabesinin ve Arap dünyasının dünya önündeki hali
ortadayken, Arap alfabesi kullanan bir toplumun ne kadar ilerleme katedebileceğini sanıyorsunuz ?
Düşünceleriniz ve yazdıklarınız gittikçe "belki İngilizler ülkemizi ele geçirseydi ben dinimi daha rahat yaşardım" temalı ve "başıma bir iş gelmeyecekse" imalı cümlelerle başlayacak diye korkuyorum açıkçası..
Osmanlı Devleti'ni kaç kişi takıyordu son döneminde de, Osmanlıca ile ilerlenebileceğini düşünüyorsunuz ? Kimse Osmanlı'nın büyük bir imparatorluk olmuş olmasını yalanlamıyor, ya da kimse bundan utanmıyor. Ancak Osmanlı Devletinin gerileme döneminde de ne halde ne sefalette olduğunu da siz yalanlayamazsınız. Ne bir imparatorluk ne de bir saygınlık kalmıştır. Osmanlı'nın son zamanlarında. Malesef dünya gözünde sadece bir "Hasta Adam"dı Osmanlı Devleti.
Onun için lütfen Harf Devrimi bir devrim değil, devirimdir, şöyle cahil bırakmıştır böyle cahil bırakmıştır gibi, dışarıdan bakınca birşeyler söylüyormuş gibi görünüp de aslında içeriği hayret verici mesajlar yazmadan/paylaşmadan önce tarafsızca "dünya devrimleri"ni araştırın. Arap alfabesi Osmanlı insanlarının eğitim almasında son derece "zor" ve "eziyet verici" ve "zahmetli" bir unsurdu.. Üstelik aldığınız eğitimle sadece Arap Dünyası ile kültür iletişimine geçebiliyordunuz. Atı alıp Üsküdar'ı geçen latin alfabeli Batı Dünyası ise size sadece gülüyor, ve "bu ne harfi yahu" diyerek, kullandığınız alfabeyi, halkınızı ve hatta padişahınızı aşağılıyordu.
(Cem Yılmaz'ın son filmi Yahşi Batı'da bu duruma çok güzel bir gönderme yapılmıştı, durumu tek bir sahnede çok güzel açıklıyordu, izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederim)

Yazınızda toplumun cahil bırakılmasından da bahsetmişsiniz,
Bazı istatistikler veriyorum, lütfen siz de araştırın;

1923'de öğrenci sayısı: 341.941 (ilkokul 4.894)
1930'da öğrenci sayısı: 489.299 (ilkokul 6.598)

1927'de okur yazar oranı:%10
1935'de okur yazar oranı:%20.4
1981'de okur yazar oranı:%69
1985'de okur yazar oranı:%75


Bilim ve teknoloji dili latin alfabesi olmuştur. Keşke Göktürk Alfabesi olsaydı neden istemeyelim, ama etkinliğini ve kullanılırlığını kaybetmiş bir alfabe olan Göktürk alfabesinin Türkiye gibi jeolpolitik açıdan ilk sıralarda bulunan bir ülkede, şu dönemde kullanıldığını düşünebiliyor musunuz ? Aynı Arap alfabesi de böyledir işte, eskimiş ve etkinliğini yitirmiş, ciddiye alınmayan...
Osmanlı bittikten sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti, bir yeniliktir bir inkar değil. Bu yenilikler de bazı revize işlemleri gerektirmektedir. Aksi halde, dünya güçleri arasında kimse sizi tanımaz, ciddiye almazdı.
 



Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler


Evet,Türk Halkı, yüzlerce yıl, iletişim ve bilgiden yoksun olarak yaşamış, cahil kalmıştır "Osmanlı" sayesinde. Osmanlı için Rumeli ve bir miktar da Anadolu'daki şehzade kentleri vardır. Ayrıca Osmanlı hazinesinin kaçta kaçını yalnızca Topkapı Sarayı harcıyordu sorgulamak gerek. O yere göğe konulmayan Osmanlı, Türkler için "etrak-i bi idrak" diyordu, Türk Halkına ve Anadolu'ya hizmet ne demek?.. Cumhuriyeti kuran kadro mu yıktı dağıttı imparatorluğu? Arkadaşlar, dikkat edelim, kafa karışıklıkları, bizi istenmeyen noktalara götürür...

Olaya bir de bu açıdan bakmayı deneyin isterseniz. Bakın ozanlarımızdan anonim bir dörtlük:

Şalvarı şaltak Osmanlı
Eğeri kaltak Osmanlı
Ekende yok, biçende yok
Yiyende ortak Osmanlı

Cavid Sezen
 

Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

mete' Alıntı:
Harf inkılabı ile ilgili sohbetimize Ömer'in açmış olduğu başlık altında devam edelim.

El yazısı olan f harfi annemin imza başlangıcı :smiley: ;) :D 8)

atatürk ve alfabe.jpg
 

Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

Cavid beyin verdiği dörtlük O dönemi çok güzel özetliyor. Osmanlının son üçyüz yılında halktan kopmuş olan Saray farklı bir dil kullanıyor(Osmanlıca) Halkı sadece vergi veren savaşta ölen bir malzame olarak görüyordu. Halk Karacaoğlan'ı Yunus u dinliyor du çünkü onlar halkın şairi idi halkın dilini kullanıyordu. Saray ise Fuzuliyi, Nesimiyi Mevlanayı dinliyor ve anlıyordu onlar farklı bir dil kullanıyorlardı. Bu son saydıklarımı halk anlamıyordu.

Verilen dörtlükte bunlar ifade ediliyor; ekmede yok biçmede yok yemede ortak Osmanlı diye halk kendi dilinde feryat ediyor
 

Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

Yazıyı yazanın amacı nedir ? yazıyı buraya taşıyanın amacı nedir ?
anlamadım ama hocam ağzına sağlık. ;)
 

Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

Ard niyetli ya da cahil olduğuna inandığım bazı kesimlerce her fırsatta dile getirilen ''osmanlı hayranlığı'' konusu biraz daha ayrıntlı kavranabilmesi için bence ayrı bir başlıkta irdelenmelidir.

Evet Osmanlı İmparatorluğu büyük bir imparatorluktu. Yükseliş ve duraklama dönemlerinde 3 kıtada hüküm sürmüştü ve 600 yıl ayakta kalabilmeyi başarmıştı. Bu durum Osmanlı'yı tarih sayfalarında eşsiz imparatorluklar arasına sokmak ve atalarımızla gurur duymak için yeterli gibi görünebilir. Ancak Osmanlı'nın siyasi-ekonomik yapılanması dönemin koşulları ile birlikte tarafsızca değerlendirildiğinde bizi bir takım farklı gerçekliklere götürür... Fatih Sultan Mehmet büyük bir padişahtır, komutandır, devlet adamıdır, fatihtir, kahramandır... Ama aynı zamanda izlenen politikaları gördükçe Fatih döneminden itibaren Osmanlı'nın ayakta kalabilmesi için tek bir neden göremiyorum.

İmparatorluğun genişleyebildiği ölçüde ayakta kalabileceği gerçeği Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren karşımıza çıkar. Bu durum kredi yapılanması ile kurulup saldırgan genişleme politikaları izleyen şirketlerden farklı değildir. Aslında zarar eden bir şirketin üretim kapasitesi ve buna bağlı olarak cirosunu arttırması ile nereye kadar ayakta kalabileceği herkesin malumudur... Bu noktadan sonra ticari faaliyetin dışında bir takım entrikalar dönmeye başlar ki, Osmanlı imparatorluğu 600 yıl boyunca çok bile ayakta kalmıştır.

Etnik ve kültürel yapılanmadaki olumsuz uygulamalardan bahsetmek bile istemiyorum.

Onlar bize bu mirası canlı bir şekilde bırakabilmiş olsaydı zaten şimdi bunları tartışıyor olmazdık.

Osmanlı bazılarının yaptığı gibi tükaka edilsin demiyorum. Elbette o dönemdeki güzel uygulamaların günümüzdeki tersi olumsuz uygulamaları da bulunabilir. Tarihimizi en ince ayrıntılarına öğrenmek ve doğrusuyla eğrisiyle kabullenmek boynumuzun borcudur. Ancak yanlışlarını bilmeden Osmanlı'yı anlı şanlı yedi cihan impartatorluğu ilan ederek yere göğe sığdıramamak bize ancak gericiliğin kapılarını açar.

Hatalardan ders alınmayacaksa tarih bilimi ne işe yarar?
 



Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

Cem bey'in değindiği konu tarihimiz söz konusu edildiğinde en çok üzerinde durmamız gereken şeydir. Osmanlı bizim Devletimizdir Başarılarından gurur duyuyoruz ancak İstanbul'un fethinden itibaren kademe kademe göçmüş ve bu göçüğün altında Türk milleti kalmıştır Osmanlının yaklaşık son 300 yılında halk adeta yabancı bir ülkenin esaretinde gibi yaşamıştır. Bu gelişmeleri ve Osmanlının çöküşe giden macerasını çok uzun bir şekilde ele almıştık.

http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=44547.0
 

Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

mete' Alıntı:
Yukarıda yazılan yazı ne cahilane ne bilgisizce ne şuursuzca yazılmış bir yazıdır. Bravo Ömer nereden bulduysan iyi etmişsin en azından şurada cevap verme şansını yakaladık.

Eski zamanda cahil köy hocalarından biri cemaat karşısında desteksiz sallayıp duruyormuş.Dinleyiciler arasında müftüyü de farkedince çoşmuş da coşmuş.

'' Hz. İsmail tam Hz İbrahim'i kurban edecekken birden yer yarılmış , yerden bir teke çıkmış ''

Bir yandan da yılışık yılışık müftünün gözlerinin içine bakıyormuş.
'' Efendim ekleyeceğiniz bir şey var mı ? ''

Müftü gürlemiş.

'' Ulan bırak eklemeyi , ben senin anlattıklarının neresini nasıl düzelteyim !! ''
 


Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

Yazının art niyetli yazıldığını düşünüyorum. Üniversitede Mete Hocamın bir hemşehrisinden osmanlıca okuyup yazmayı çat pat başlayarak öğrenmiştim uzun süredir kullanmadım ama lazım olsa ilerletebilirim. İlmin her müslümanın üzerine farz olduğu, ilmin müslümanın yitik malı olduğu ve çinde de olsa gidilip alınması gerektiği belirtilen bir dinde kalkıp da ilme ulaşmayı kolaylaştıran, öğrenmesi kolay bir yazıyı eleştirmek art niyetten ve arap hayranlığından başka bir şey değildir. Arabın yazısını kıyafetini taklidi din sanma vakti geçti diye düşünüyorum.
 

Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

'' Bütün bu şartlardan daha acı verici ve daha tehlikeli olmak üzere ülkenin içinde,iktidara sahip olanları aymazlık ve sapkınlık ve hatta hainlik içinde bulunabilirler.Hatta bu iktidar sahipleri kişisel çıkarlarını işgal edenlerin siyasi amaçlarıyla birleştirebilirler''

Mustafa Kemal Atatürk.
Birden hatırlatmak ihtiyacı hissettim.!! ;)
 



Ynt: Yazısı Yabancılaşmış Türkler

[ Arap alfabesi de böyledir işte, eskimiş ve etkinliğini yitirmiş, ciddiye alınmayan] [dünya güçleri arasında kimse sizi tanımaz, ciddiye almazdı]
Bu cümlelerdeki problerler alfabelerden değilde onu kullanan toplulklardan kaynaklanması gerekir gibi geliyor bana. Çünkü aynı alfebeleri kullanıpta farklı ciddiyette algılanan bir çok ülke mevcut dünyamızda
Birde şunu belirtmek isterim itirazım kullandığımız alfabe değil kullanılan cümlelerdir
 

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,650
Mesajlar
1,521,650
Kayıtlı Üye Sayımız
166,511
Kaydolan Son Üyemiz
hophealth

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst