Recep Yazıcıoğlu

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan behicefe Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 12
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 9,067

behicefe

Zirve
Mesajlar
1,395
Tepkime Puanı
1
Yer
aydın-koçarlı
Recepyazcolu


Recep Yazıcıoğlu (1948 - 2003)

2 Haziran 1948'de Trabzon'un Sürmene ilçesinde doğan Recep Yazıcıoğlu, yüksek öğrenimini Ankara Hukuk Fakültesi'nde tamamladı. 1975 yılında askerliğini Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda asteğmen olarak yaptıktan sonra, 1968 yılında, Aydın Maiyet Memuru olarak göreve başladı. 1971 - 1984 yılları arasında sırasıyla Kalkandere, Bahçe, Hamur, Ayvacık, Kırıkhan, Alaca, Akçakoca kaymakamlıkları görevinde bulundu. 1971 - 1984 yılları arasında, sırasıyla Kalkandere, Bahçe, Hamur, Ayvacık, Kırıkhan, Alaca, Akçakoca ilçelerinde kaymakamlık görevinde bulundu.

1984 yılında Tokat Valiliği'ne atandı. Daha sonra, 14 Ağustos 1989'da Aydın Valisi olarak göreve başladı. 19 Ağustos 1991 tarihinde Erzincan Valiliği'ne atandı ve bu görevinden sonra, 26 Eylül 1999'da da Merkez Valiliği'ne getirildi. Evli, üç çocuk ve bir torun sahibi olan Recep Yazıcıoğlu, zaman zaman yaptığı sistem eleştirileriyle ve aykırı görüşleriyle dikkat çekti. Son olarak Denizli Valiliği görevinde bulunan Yazıcıoğlu, 2 Eylül 2003'de Eskişehir-Ankara Yolu üzerindeki Temelli Belediyesi yakınlarında trafik kazası geçirdi. Ankara İbn Sina Hastanesi'ne yatırılan Yazıcıoğlu, kazadan iki gün sonra bitkisel hayata girdi.

Türk halkının yakından tanıdığı ve çok sevdiği Vali Recep Yazıcıoğlu, 8 Eylül 2003'de Ankara İbn Sina hastanesi'nde vefat etti. Cenazesi bir gün sonra, Söke ilçesinde defnedildi.

Vali Yazicioglunu bir de yardımcısı anlatıyor, bakalım o nasıl tanıyor merhum Vali'yi...

Onu ilk kaymakamlık kursunda bize ders vermeye geldiğinde gördüm. O güne kadar hep toplum kalkınması çerçevesindeki inanılmaz icraatlarını, Tokat efsanesini, traktörle veya motosikletle tebdili kıyafet yaptığı habersiz denetimlerini, baston yutmuş gibi kasılmaktan bir taraflarına felç inecek bürokrat tavırlarını, bürokrasiyi ve halkı da sigaya çeken, toplumumuza başaramama fırsatını bile tanımayan merkeziyetçi yönetim yapısına karşı alternatif çözümleri de ortaya koyan eleştirilerini birlikte çalıştığı meslektaşlarımızdan, basından vs.. duymuştum. Aklıma takıldığı için sordum: ‘Siz valilerin seçimle gelmesini savunuyorsunuz.

Seçimle gelen başarısız yöneticilerin yanında tayinle gelen sizin gibi başarılı yöneticiler de var. Bir de üniter yapı meselesi... Bu niye önemli?’ Bilmeden damardan girmişim. Üç saatin nasıl geçtiğini anlayamadık. Ders bittiğinde hepimiz karşımızda örnek alınmaya değer, heyecanı, iddiaları olan muhteşem biriyle karşılaştığımızı anladık. Her meslek grubunda olduğu gibi mülki idarede onun gibi olmaya heveslendiğimiz bir örnek insandı artık. Bu örneğin tekrarlanmaması gayretlerine de şahit olduğunu söylerdi. Değil mi baltanın sapı bizdendi. 1984 yılından beri Türkiye’de kaymakamların örnek aldığı, yanında çalışan hiçbir meslektaşımızın hakkında olumsuz tek laf edemeyeceği bir insandı.

1993 yılında Erzincan Vali Yardımcılığı’na tayin edildiğimde Mümtaz Soysal’ın ‘zıpkın’ diye tarif ettiği birisinin yanına gitmekten dolayı epey heyecanlı ve memnundum. Merkeziyetçi yönetim yapısının Özal’ın bütün gayretlerine rağmen cari olduğu, güçlü yerel yönetim yapısının üniter devlet yapısına sanki ters addedildiği ülkemizde taşrada olmasına rağmen ülke gündemine yaptıkları ve söyledikleri ile girmeyi başarmış, bundan daha önemlisi hiçbir zaman ülke gündeminden çıkmamış birisi ile çalışmak her meslektaşıma nasip olacak bir mazhariyet değildi.


Altı yıl Erzincan’daki görev yaptığım vakitler, şimdi hayatımda hatırlamaktan bile zevk aldığım en müstesna yıllardı. Çalışana her türlü yetkiyi, imkanı vermeye programlanmış, Erzincan’da çalıştığı dokuz yıl boyunca her türlü güzel işe bir yerinden mutlaka katılmış, hiçbir şey yapamazsa gidip ‘aferin, arkanızdayım, her türlü yardıma hazırım’ sözünü söylemiş birisi olduğunu yakından gördüm. Bu sebeple ve sahip olduğu müthiş bir empati yeteneği, içinde fazilet duygusuna yer vermek kaydıyla başkalarının meşru menfaatlerine karşı duyduğu saygı sebebi ile herkesin sevgisi yanında minnettarlığını kazandı.

Herkesi kucaklardı...

Ancak Recep Yazıcıoğlu’nun hayattayken de gördüğü müthiş ilgi ve sevgi için bunların yanında sahip olduğu başka meziyetlerinin de olması gerekirdi. Bu ülke insanının birbirleri ile kavga edenleri, marjinal olarak nitelenen unsurları da dahil olmak üzere toplumun bütün kesimleri tarafından benimsenmesi, sevilmesinin esas nedeni neydi? Yanında çalışmış olmak hasebi ile şahsıma sorulan en önemli sorulardan birisi de ‘yahu bu vali solcu mu sağcı mı?’ oldu. Üstelik bu soruyu soranların başka yerlerde akademik lafazanlıklarla sol ve sağın bittiğini söyledikleri halde bu soruyu sormaları söz konusuydu. Recep Bey’in bu kategorilere konulamayacak kadar geniş vizyonu olduğunu, belli kalıplara sığmasının mümkün olmadığını söylediğimde de kimseyi inandıramadığımı hep müşahede ettim. Geçen günlerde İşçi Partililerle ülkücülerin ortak miting düzenlemesi yukarıdaki ifadeleri belki bir ölçüde anlaşılır kılmıştır.

Recep Yazıcıoğlu kadar bu toplumu kucaklayabilen, toplumun bütün kesimlerinin kendisini ifade edebileceği birisi bugün artık Türkiye’de maalesef yok gibidir ya da varsa biraz daha öne çıkmalıdır. Türkiye maalesef örnek alınmaya değecek önemli ve değerli sembol isimleri bol olan bir ülke değildir. Solda, sağda, ileride geride vs.. hangimizin arkasından gidebileceği kıvamda bir insan kalmıştır ki... Politikaya girseydi bu kucaklayıcılığını muhafaza edemezdi diye düşünülebilecek bir ön yargıya verilecek cevabı test etmek mümkün olamadan kendisini kaybettik. Ancak politikada taraf olan Turgut Özal’ın cenazesine katılan milyonlar bu tür iddiaların her zaman geçerli olamadığının ispatıdır.

Girdiği hiçbir yerde ikinci adam olamayacak kadar kapasiteli, moda tabirlerin ifadesiyle vizyonu geniş, doyumlarını sağlamış ve komplekslerinden arınmış birisi olarak Recep Yazıcıoğlu idarecilik hayatında sağladığı başarı grafiğini politikada da mutlaka yakalardı diye düşünüyorum. Çünkü siyasi iktidarların neden iki senede tıkandığının nedenlerini çok iyi yakalayabilmiş birisi olarak sistematik düzenlemelere gitmeden nokta bazlı proje ve icraatların devamını getirmenin çok zor olduğunu devamlı ifade edegelmiştir. Yanlışların bir kısmını düzeltmenin aslında yanlışta bile bir dengenin sağlanması sebebi ile yanlışlığın dengelerinin bozulmasına ve boyutunun büyümesine yol açtığına, bu nedenle sil baştan yapmadan başarılı sonuç alınamayacağına inanan nadir insanlardandır.

Belli makamlara gelen bürokrat ve siyasetçilerin adeta 100, 150 yıl orada kalacağını zannederek icraat yapmaya çalıştıklarını, yetkilerini merkezileştirmeye, taşrayı güçlendirmenin önüne set çektiklerini, konumlarını kaybedenlerin de yapma fırsatını sanki hiç bulamamış gibi sızlandıklarını, bunun ise trajikomik olduğunu ondan işittim.

Recep Bey bürokrasinin eline geçirdiği hiçbir ipin ucunu bırakmadığını, daima kağıt üzerinde düzenli ama fiiliyatta iflas etmiş bir Türkiye’den yana tavır koyduğunu, karar aldığını, ıslahının ise gayri kabil olduğunu bu ülkede en iyi anlayan kişilerden biriydi. Her şeyi çözebilecek bir süpermen olarak görülmesinin altında yatan esas sebep de budur. Adına açılan ziyaretçi defterine bir vatandaşımızın yazdığı şu ifade ilginçtir: ‘Sırat köprüsünün başında durup, ‘hadi uşaklar böyle gelin’ diyerek bizi karşıya geçireceksin’. Öbür dünyada da kendisinden kurtarıcılık beklenen bir devlet adamı herhalde başka yoktur. Sürekli söylediği; ‘kurtarıcı yoktur, halkın kendisi önce kendini kurtarmayı, kurtarıcılardan medet ummamayı öğrenmelidir’ sözüne rağmen bu toprakların gerçeği bu olup bu gerçeğin hükmünü gelecekte de icra edeceği açıktır.

Bir recep ayında hayattan kopan Recep Yazıcıoğlu açısından el hak bu vatandaşın temennisinin de gerçekleşeceğine benim itikadım vardır. Onun gerçekten iyi bir idareci olmak yanında muhteşem ölçülerde iyi bir insan olduğunun dünyada ve ukbadaki şahitlerinden birisi de benim.

Bürokrasiye savaş açmıştı...

Usulsüzlük ile yolsuzluğun devamlı karıştırıldığı Türkiye’de yolsuzluğu yok, usulsüzlüğü çok bir bürokrat olarak Molla Kasımları hiç eksik olmamıştır. Değil devlette özel sektörde bile usule uymak suretiyle icraat yapmak zordur; çünkü bürokratik yapılanma ve zihniyet köprü değil maalesef duvar fonksiyonuna sahiptir. Bu ülkede toplumla bürokratik yapı arasında adeta ilan edilmemiş gizli bir savaş vardır ve savaş kuralları hükmünü icra etmektedir. Yatırımcı bir işadamını dinlerseniz çok rahat ikna olmanız mümkündür.

Burada usule hiç uymamak gerekir şeklindeki değerlendirmelerin yanlış olduğu ise her türlü izahtan varestedir. Kuralsızlık zaten hiçbir toplumun katlanabileceği bir olgu değildir. Ancak kuralların uygulanamamasının gerisinde yatan gerçeklerden birisi de budur.

‘Siz isterseniz yaparsınız’ tarzındaki halk değerlendirmesinin gerçekçiliği vardır. Biz devletlular istersek yapabiliriz. Neyi istedik de yapamadık ki... Ben Recep Bey’de bunun sayısız örneklerine şahit birisi olarak halkın bu anlayışının yersiz olmadığını ifade etmekle yetiniyorum.

Recep Yazıcıoğlu gibi insanları büyük yapan en önemli hususlardan birisi yaptıkları işlerden daha çok başlattıkları süreçler, açtıkları yollardır. Her zaman yapılacak sonsuz sayıda iş vardır ve bunları yaparak ihtiyaç ve beklentileri karşılamak imkansızdır. Ancak açılan yollar ve başlatılan süreçler sonsuz sayıdaki işlerin vs.. yapılmasına uygun ortamı hazırlar. Esas olan da budur. Devletin müthiş harcamalara rağmen hizmetlerinde yetersiz ve kalitesiz olması işleri vs.. yaparak bitirmeye çalışmak istemesindendir. Yetişmenin mümkün olamadığı, yönetilemez büyüklükleri yönetmek iddiasında olmak başarısızlığı peşinen kabul etmek demektir. Aynı ödenekler, aynı mevzuatla Recep Bey’in farklılığını ortaya koymasının sırrı da budur.

Kendisine ulaşılamayacak ölçüde liderlik özelliklerine sahip olmasının bu sırrı maalesef yeterince anlaşılamamış, dolayısı ile bu kadar yıllık idarecilik hayatında onu aşacak kapasitede insanlar yeterince ortaya çıkamamıştır. Bunun bir ufuk, vizyon meselesi olduğu açıktır. Bu olgunun bir diğer örneği de rahmetli Turgut Özal’dır.

Seni ameliyat masasında sargılar içerisinde yatarken gördüm. Tıbben öldüğünü söyledikleri, makineye bağlı yaşadığın anda bile görünüşün gerçekten heybetli ve muhteşemdin. Özal’ın ölümünde duyduğum acı ve hüznün daha yoğununu bize yaşattın. Sen bu düzeni bozuk, insanların haysiyeti ve şerefinin hiçe sayıldığı, demokratlığın özünün yakalanamadığı, adam yerine konulmaya, başarıya, saygıya aç bu toplumdan, kötülüğün kol gezdiği diyarlardan bizi yalnız başımıza bırakıp, umutlarımızı, gelecek hayallerimizi de beraberinde götürüyorsun. Dik durdun, dik gidiyorsun. Allah makamını cennet eylesin. Güle güle büyük insan, güle güle...

Denizli Vali Yardımcısı Yazıcıoğlu’nun yakın mesai arkadaşı Orhan Oztur
 

Etiketler
Ynt: Recep Yazıcıoğlu

Geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu, dua ve tekbirlerle son yolculuğuna uğurlandı. Ankara Kocatepe Camii`nde kılınan Yazıcıoğlu`nun cenaze namazı devlet erkanı ile binlerce vatandaşı biraraya getirdi. Yazıcıoğlu`nun kızı ve oğlunun son sözleri cenaze törenine katılanlara duygusal anlar yaşattı. Vali Yazıcıoğlu için ilk tören İçişleri Bakanlığı`nda yapıldı. Burada yapılan törenden sonra Yazıcıoğlu`nun naaşı Kocatepe Camii`ne getirildi. Öğle namazını müteakip cenaze namazı kılındı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Vali Yazıcıoğlu`nun kardeşi Sait Yazıcıoğlu ve cenazeye katılan vatandaşlar aynı safta namaz kıldılar. Namazın ardından Yazıcıoğlu`nun cenazesi cenaze arabasına taşındı. Cenaze taşınırken, avludaki binlerce vatandaş tekbir getirdi ve tabuta karanfiller attı. Yazıcıoğlu`nu son yolculuğunda yalnız bırakmayan vatandaşlar gözyaşlarına hakim olamadılar. Yürek parçalayan vedalaşma Vali Yazıcıoğlu için İçişleri Bakanlığı`nda yapılan törende Yazıcıoğlu`nun çocukları birer konuşma yaptılar. Çocuklarının konuşmaları alanda bulunan herkesi duygulandırdı. Kızı Necla Yavi, babasının çok güçlü bir insan olduğunu ve kendilerinden de hep güçlü olmalarını istediğini ifade ederek, `Torunu İlayda onu rüyasında dağlara çıkmış, ona el sallarken görmüş. Onu yamaç paraşütü yaparken görmüş. Baba, biliyoruz şimdi o çok sevdiğin doğana kavuştun. Bütün güzellikler seninle olsun. Biliyorum ki Allah seni orada en güzel yerlere alacak. Bunu fazlasıyla hak eden bir insansın. 55 yıla belki 550 yıllık bir yaşam sığdırdın. Bütün Türkiye senin için yas tutuyor ve bütün Türkiye bu süre içinde senin için dua etti. Bunu başarabilmiş olmak her kula nasip olmaz. Babam, hastanede, Romalı sporcu heykelleri gibi dimdik yatıyordun. Her zaman diktin. Bunu hiç kaybetmedin. Senin arkandan ağlamak yok. Umarım, beni dinleyenler onun vermek istediği mesajları alırlar. Güzel babam, seni çok seviyorum` dedi. 30 yıl taşıdığı yüzüğü oğluna verdi Vali Yazıcıoğlu`nun oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu da, babasının farklı ve sıra dışı bir idareci olduğunu ifade ederek, `Onun 30 yıl taşıdığı yüzüğü bana verdiler. İnanıyorum ki o yüzük bana uğur getirecek ve onun gibi sıra dışı ve hiç bir şeyden korkmayan bir idareci olacağım. Seni çok seviyorum. Bunu hiç bir zaman unutma. Ve ikinci bir Recep Yazıcıoğlu gelecek bu ülkeye... Bunun için bütün benliğimle yemin ediyorum` dedi. Yazıcıoğlu`nun cenazesi, Kocatepe Camii`nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi`ne ait cenaze arabasıyla Etimesgut Askeri Havaalanı`na getirildi. Cenaze daha sonra Denizli`ye gönderildi. Yazıcıoğlu`nun eşi Meryem Yazıcıoğlu, kızları Rüveyda Durmaz, Necla Yavi ve oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu ile kardeşi AK Parti Ankara Milletvekili Sait Yazıcıoğlu da aynı uçakla Denizli`ye gittiler. Yazıcıoğlu`nun cenaze namazına Erzincan, Tokat ve Denizli`den otobüslerle çok sayıda vatandaş da katıldı. Kocatepe Camii`nde, `Sayın Valim Erzincan seni unutmayacak`, `Ani vefatınızla bütün Erzincan yasa boğuldu` pankartları dikkat çekti. Kızı Yazıcıoğlu`na veda etmedi Yazıcıoğlu`nun kızı Rüveyda Yazıcıoğlu Durmaz, babasına her zaman `güzel yüzlüm` diyerek hitap ettiğini belirterek, `6 gün boyunca onunla hastanede güzel yüzüne bakarak konuştum. Ona, (Hadi baba, sen güçlüsün) dedim. O hep çok güçlüydü. O benim Herkülüm gibiydi. Yanımda hep kanatlarım olduğunu düşünürdüm. Şu an kanatsız kaldım. Ama yine de babam her şekilde benim ve ailemin yanında olacak. Kızım, dün resmini gördü ve ağladı. Oysa ona dedesinin öldüğünü söyleyemedim. Çünkü buna hazır değildim. Kızım, dedesini çok özlediğini söyledi. Sana 6 gün boyunca veda etmedim ve yine etmiyorum. Seni çok seviyorum` diye konuştu. Devletin zirvesi oradaydı Kocatepe Camii`indeki törene Vali Yazıcıoğlu`nun eşi Meryem Yazıcıoğlu, çocukları Rüveyda Durmaz, Necla Yavi ve Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, kardeşi Sait Yazıcıoğlu ve yakınları ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ANAP Genel Başkanı Ali Talip Özdemir, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, SP Genel Başkan Yardımcısı Recai Kutan, bazı sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, askeri yetkililer ile çok sayıda vatandaş katıldı. BAKAN ŞAHİN`DEN ŞİİRLİ VEDA Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin Vali Yazıcıoğlu`na şiirle veda etti. Şahin, İçişleri Bakanlığı önünde düzenlenen törende Cahit Sıtkı Tarancı`ya ait ünlü 35 yaş şiirinden şu dizeleri okudu: Neylersin ölüm herkesin başında Uyudun uyanamadın olacak Kim bilir nerede, nasıl kaç yaşında Bir namazlık saltanatın olacak Taht misali o musalla taşında. ERZİNCAN`DA NAMAZ TOKATLILAR SÖKE`DE Recep Yazıcıoğlu için Erzincan`da Terzibaba Camii`nde gıyabi cenaze namazı kılındı. Cenaze namazına katılan çok sayıda vatandaş, gözyaşlarına boğuldu. Öte yandan, Yazıcıoğlu`nun 5 yıl görev yaptığı Tokat`tan da çok sayıda vatandaş, Ankara`daki törenden sonra, `4. Murat` olarak andıkları Yazıcıoğlu için Aydın`ın Söke ilçesinde düzenlenecek cenaze törenine katılmak üzere, otobüslerle Söke`ye akın etti. YAZICIOĞLU`NU 10 BİN DENİZLİLİ UĞURLADI Yazıcıoğlu için Ankara`dan sonra Denizli`de de tören düzenlendi. Yazıcıoğlu`nun naaşı, askeri uçakla Çardak Havaalanı`na, oradan da karayoluyla Denizli`ye getirildi. Yazıcıoğlu için ilk tören, 7 aydır görev yaptığı Denizli Valiliği önüne düzenlendi. Gazi Mustafa Kemal Bulvarı`nda toplanan binlerce Denizlili, Vali Yazıcıoğlu için ağladı ve dua etti. Denizli Vali Vekili Mehmet Büyüktaş, yaptığı konuşmada gözyaşlarına boğularak, `Sayın Valim, seni ben anlatamam. Seni ancak yolundan yürüyen milyonlar anlatsın`diye konuştu. Denizli Müftüsü Halil Elitok`un ettiği duanın ardından cenaze yeniden araca yerleştirildi. Denizlililer, Vali Yazıcıoğlu`nu alkışlayıp tekbir getirerek, uğurladı. Yazıcıoğlu`nun cenazesi karayoluyla Aydın`ın Söke İlçesi`ne doğru yola çıkarıldı. Yazıcıoğlu, bugün Söke`de öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazından ardından toprağa verilecek. Törene, Denizli milletvekilleri, Tugay Komutanı Tuğgeneral Hamit Tekkanat, Denizli protokolü ve Yazıcıoğlu`nun ailesi katıldı. n DENİZLİ HALKIN VALİSİNİN ADI YAŞATILACAK Denizli`de yapımı devam eden İncilipınar Kültür Parkı`na Vali Recep Yazıcıoğlu`nun adının verileceği bildirildi. Öte yandan Yazıcıoğlu`nun adı, Bahçelievler`de de bir caddeye verilecek. Bahçelievler Belediye Başkanı Saffet Bulut, `Yenibosna`nın kalbindeki Sanayi Caddesi`nin adının değiştirilerek Vali Recep Yazıcıoğlu Caddesi olması için Büyükşehir Belediyesi`ne teklifte bulunduk` dedi.
 

Ynt: Recep Yazıcıoğlu

Recep Yazıcıoğlu


Tokat, Aydın, Denizli ve Erzincan eski valisi (d. 2 Haziran 1948, Sürmene - Trabzon, ö. 8 Eylül 2003, Polatlı - Ankara).


Kişiliği
Görev yaptığı bölgelerde halka olan yakınlığı, sıradışı fikirleri ve enerjisiyle Süper Vali olarak anıldı. Sağlam ve eşsiz karakteri ile herkesin sevgisini kazanmış bir insandı. Halk ile bir bütün olmuş insanların güvenini kazanmış çok sevilen bir vali idi.


Vefatı
2 Eylül 2003'de Eskişehir-Ankara Yolu üzerindeki Temelli Belediyesi yakınlarında geçirdiği trafik kazasından 2 gün sonra bitkisel hayata girerek 8 Eylül 2003 tarihinde vefat etti. Cenazesi Aydın'ın Söke ilçesinde 10 Eylül 2003'de toprağa verildi.

Vali Yazıcoğlu'nun geçirdiği trafik kazası pek çok kişiye göre komplo olarak düşünülmektedir Vali Recep Yazıcıoğlu devletin hiçbir imkanının şahsi işleri için kullanmayan birisiydi. Bu yüzden gözündeki rahatsızlığını tedavi ettirmek için gideceği Ankara'ya makam otomobiliyle değil kendi imkanlarıyla gitmeyi tercih etti. Yazıcıoğlu'nun Ankara'ya gideceği günlerde Denizli Ziraat Odası Başkanı Haldun Tellioğlu da bir iş için Ankara'ya gitmek üzereydi. Vali Recep Yazıcıoğlu'na beraber gitmeyi teklif etti ve Tellioğlu bir tekstil firmasından emaneten Mercedes marka bir otomobil aldı. Mercedes'in şoför koltuğuna ise Denizli Ziraat Odası muhasebecisi Berkant Korkut oturtuldu. Tecrübeli bir şoför olmayan Korkut Temelli yakınlarında geç fark ettiği trafik ışıklarında durabilmek için fren yaptı ancak otomobilin kontrolünü kaybetti. Araç yol kenarındaki istinat duvarına çarptı. Haldun Tellioğlu olay yerinde, Recep Yazıcıoğlu ise kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.


Hayatı
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni tamamladıktan sonra 1968'de Aydın'a maiyet memuru olarak atandı. 1971-1984 yılları arasında sırasıyla Kalkandere, Bahçe, Hamur, Ayvacık, Kırıkhan, Alaca, Akçakoca ilçelerinde kaymakamlık görevinde bulundu. 1975 yılında da asteğmen olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığında askerlik görevini tamamladı.

1984 yılında 36 yaşında en genç vali olarak Tokat Valiliği'ne atanan Recep Yazıcıoğlu 14 Ağustos 1989'da Aydın Valisi olarak göreve başladı. 19 Ağustos 1991 tarihinde Erzincan Valiliği'ne, 26 Eylül 1999'da Merkez Valiliği'ne, 30 Ocak 2003'te de Denizli Valiliği'ne getirildi.


Felsefesi
Sistemin işleyişine sık sık ağır eleştiriler getiren Yazıcıoğlu halkın sistemin içerisinde olmadığını bundan dolayı bürokrasinin hantallaştığı ve bu yüzden yerinden yönetim sisteminin uygulanması gerektiğini dile getirmiştir.

Vilayet yönetimleri dönemindeki uygulamaları üniversitelerde tez konusu olan Recep Yazıcıoğlu Tokat Valiliği sırasında torba bütçe uygulamasıyla ile Cumhuriyetten bu yana yapılan dersliklerden daha fazla derslik kazandırmıştır.

Vali Yazıcıoğlu Erzincan Valiliği sırasında doğa sporları ile uğraşmış ve yörenin doğa sporları turizmine açılmasına katkı sağlamıştır.

Denizli'nin Acıpayam İlçesi'ne bağlı Eskiköy'de vatandaşlar tarafından yaptırılarak iki köyü birbirine bağlayan köprüye trafik kazasında yaşamını yitiren eski Valisi Recep Yazıcıoğlu'nun adı verildi.

Denizli'de İncilipınar mevkisinde yapılan büyük parka Vali Recep Yazıcıoğlu'nun adı verildi.

Kemaliye-Başpınar arasında Karasu Nehri üzerinde (Fırat Nehri'nin Kemaliye (Erzincan) İlçesinden geçen kolu) yapılan, yapımında Recep Yazıcıoğlu'nun çok emeğinin geçtiği, ve Köprü dizisine de konu olan köprünün adı Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsüdür.

Erzincan'ın Kemaliye İlçesi ile Çaltı İstasyonu arasındaki en uzun karayolu tüneline de Vali Recep Yazıcıoğlu ismi verilmiştir.


Köprü Dizisi ve Yazıcıoğlu
Yazar Ayşe Kulin tarafından kaleme alınan Köprü adlı romandan esinlenilerek çekilen ve Star TV'de Erzincan Valiliği sırasında yapılması için büyük emek harcadığı Başpınar Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü 'nün konu edildiği bir dizi film yayınlanmaktadır. Valiyi sanatçı Erdal Beşikçioğlu canlandırmaktadır. Dizide ki karakter ismi Faruk Yazıcı'dır.
 

Ynt: Recep Yazıcıoğlu

behiceefe verdiğin bilgiler için teşekkür ederim. Yaşadığımız ilin valisinin ismini hatırlamakta zorlandığımız günlerde bile yaptığı başarılı icraatlarla adını tüm türkiyeye duyuran ve kendini sevdiren sayın Recep Yazıcıoğlunu rahmetle anıyorum..
 




Ynt: Recep Yazıcıoğlu

denizli pamukkale teka off ta her uçuşumda ona bir fatiha okuruz.Oda bir yamaç paraşütü pilotuydu ve pamukkaledeki yeri açtırmıştı.
 


Ynt: Recep Yazıcıoğlu

Süper vali vaybe allah böyle devlet adamlarını başımızdan eksik etmesin. Allah rahmet etsin. Yalnız kaza değil s u i k a s t olarak görüyorum. Meclis bir komisyon kurmalı bence bugün bana yarın sana. Araştırılsın.
 

Ynt: Recep Yazıcıoğlu

rahmetle anıyorum hemşerimi...ALLAH onun gibilerini başımızdan eksik etmesin.
 





Ynt: Recep Yazıcıoğlu


Yaramı kanattınız şu memlekette ölümüne çok üzüldüğüm iki kişiden birisidir rahmetli recep yazıcıoğlu ikincisi,de rahmetli adnan kahveci ikisinin,de mekanı cennet olsun allah günahlarını bağışlasın
 


Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,488
Mesajlar
1,518,689
Kayıtlı Üye Sayımız
172,144
Kaydolan Son Üyemiz
zeloni

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst