lamella
Kamp I
- Mesajlar
- 100
- Tepkime Puanı
- 0
14-Ekim-2006 Cumartesi- Bülent Yardımcı, Gazeteci - Yazar
Doğayla oynamamak lazım. Çünkü bu işin cezası var. Şimdi bakın ne oluyor: Keklik nesli azaldı, çok yerde tükendi, tarlaları süne bastı. Çünkü keklik, sünenin doğal düşmanı. Keklik kesilince süne çoğalıyor, süne ile mücadele ilaçla yapılıyor. Ama bu da bir başka felaket ortaya çıkarıyor: Bu kez ilaç, yılan neslinin kökünü kesiyor... Yılanın kökü kesilince bu kez kemirgenler tarlaları yağmalıyor... İlaçlama arıyı, kelebeği, uğur böceğini, kirpiyi vuruyor. Bu işin cezası işte bu!
Süne belası öyle büyüdü ki, mücadele için yeniden kekliklerin çoğalmasını beklemek olmaz. Her kafadan bir ses çıkıyor. Şimdi size bir döküm vereyim:
Savaş bölgesi 15 milyon dekarlık bir alan... Bütçesi 10 trilyon! Savaş gücü 54 uçak, 3 bin 527 yer aleti ve 322 motorlu taşıt, bin 500 teknik eleman, 91 kontrolör, 22 denetim elemanı, 465 ekip... Bu süne ile mücadele ordusu! Peki sonuç? Efendim yetkilileri söylüyor: ′İstenen sonucu vermedi."
Neden, çünkü, mücadelenin doğal kuvvetleri ortada yok! Kekliklerin köküne kibrit suyu ektik. Suni kuvvetlerin çok başarılı olmayacağı kesin ama bu kadar zayıf bir sonuçta başka bir faktör daha var: Çiftçi yok piyasada.
Çiftçi savaşa gelmedi
Her yıl milyonlarca ton buğday, süne yüzünden hayvan yemi oluyor. Ama çiftçi dayı, süneli buğdayı iyi buğday fiyatına devlete sattığı için süne ile savaşmak istemiyor.
Olmadı... Şimdi akıllanıyoruz. Devlet bu yıl süneli buğdaya yüzde 6 daha düşük fiyat verecek.
Türkiye′de normal hava koşullarında her yıl 17 - 18 milyon ton buğday yetiştiriyor. Sıkıntımız yok. Kendimize yetecek, hatta bir miktar ihraç edecek kadar buğday yetiştiriyoruz. Ama kalitede önemli sorunlarımız var.
En önemlisi de süne. Boz, toprak renginde bir santim kadar büyüklüğünde tombul bir böcek. Tarlalarımızı sarmış durumda.
Kışın barındığı dağlardan ilkbaharda tarlalara iniyor. Buğday yapraklarının altına 150 - 200 yumurta bırakıyor. Yumurtadan çıkan yavruları körpe buğday danelerin sütünü emerek buğdayı rezil ediyor. Sonbaharda tekrar dağlara çekiliyor.
Bu kadar masraf, emek ve zahmetten sonra buğdayı, bulguru ve bisküvisi ile ünlü Karaman′ın Ticaret Borsası Başkanı Burhanettin Cevher, Adana buğdayının kilosu 400 bin liradan satılırken, sünenin vurduğu Karaman buğdayının kilosunun 300 bin liradan satılmasından yakınıyor. Cevher, "Süne yüzünden bu yıl Karaman′a 100 trilyon lira eksik para girdi" diyor.
′Bir çuvalı 5 kuruş′
Cumhuriyet kurulduğundan beri süne ile mücadele eden devlet çeşitli yöntemler denemiş. 1930′lu yıllarda devlet, para ile süne toplattığı için ′bir çuval süne getir, 5 kuruşu götür′ lafı köy kahvelerinde espri konusu olmuş.
Uçakla süne mücadelesi keçiboynuzu yemek gibi bir şey. Geniş araziler ilaçlanırken boş araziler de ilaçlanıyor. Şimdi yerden el aletleri kullanılarak yapılan ilaçlama yöntemleri kullanılmak isteniyor.
Çiftçinin, süne yavruları tam yumurtadan çıktığı zaman yapacağı ilaçlamanın çok daha etkili olacağı ve daha ucuza mal olacağı belirtiliyor. Ama süne mücadelesini devletin yapmasına alışmış olan çiftçi, bu işe pek yanaşmak istemiyor. Çiftçi dayı, ′Devlet hem süne ile mücadele etsin, hem de süneli buğdayımı iyi fiyattan satın alsın′ demeye getiriyor.
Suriye ile ittifak cephesi
Bir ara süne ile mücadele de keklik kullanılması da düşünülmüş. Çünkü keklik sünenin doğal düşmanı. Sonbaharda dağlara çekilen süne, keklik için iyi bir besin kaynağı. Çalıların diplerinde, kuru dallar ve yapraklar altında barınan süneyi yiyen keklik, bu zararlıyı baskı altında tutarak aşırı çoğalmasını önlüyor.
Ancak son yıllarda gerek çevre kirliliği gerekse yanlış av yöntemleri yüzünden dağlarda keklik kalmadı. Doğal denge bozulduğu için sadece süne değil daha başka zararlılar da çoğaldı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Orman Bakanlığı′nda keklik ile süne mücadelesi yapılmasını isteyen uzmanların çalışmaları sürüyor. Ancak henüz bu konuda bir uygulama yapılmıyor.
Uzun yıllar süne ve kımıl mücadelesi yapılan Güneydoğu′da son yıllarda tarla fareleri çoğalmış. Doğa uzmanları, süne ve kımıl için kullanılan ilaçlar yüzünden yılanların yok olduğunu, bu nedenle tarla faresinin çoğaldığını savunuyorlar.
Tarla faresinin verdiği zarar çok büyük boyutlara ulaştığı için, Güneydoğu ilçelerinin kaymakamları Suriyeli meslektaşları ile görüşmeler yaparak birlikte tarla faresi mücadelesi yapmayı planlıyorlar. Çünkü sadece Türkiye′de yapılan tarla faresi mücadelesi sonuç vermiyor. Tarla faresi ile yapılan savaşa Suriye′nin de katılması gerekiyor.
not: bu makale Mehmet Ekizoğlu tarafından bir farklı gurupta yayınlanmış ve yine kendisinin müsaadesiyle buraya kopyalanmıştır.
Doğayla oynamamak lazım. Çünkü bu işin cezası var. Şimdi bakın ne oluyor: Keklik nesli azaldı, çok yerde tükendi, tarlaları süne bastı. Çünkü keklik, sünenin doğal düşmanı. Keklik kesilince süne çoğalıyor, süne ile mücadele ilaçla yapılıyor. Ama bu da bir başka felaket ortaya çıkarıyor: Bu kez ilaç, yılan neslinin kökünü kesiyor... Yılanın kökü kesilince bu kez kemirgenler tarlaları yağmalıyor... İlaçlama arıyı, kelebeği, uğur böceğini, kirpiyi vuruyor. Bu işin cezası işte bu!
Süne belası öyle büyüdü ki, mücadele için yeniden kekliklerin çoğalmasını beklemek olmaz. Her kafadan bir ses çıkıyor. Şimdi size bir döküm vereyim:
Savaş bölgesi 15 milyon dekarlık bir alan... Bütçesi 10 trilyon! Savaş gücü 54 uçak, 3 bin 527 yer aleti ve 322 motorlu taşıt, bin 500 teknik eleman, 91 kontrolör, 22 denetim elemanı, 465 ekip... Bu süne ile mücadele ordusu! Peki sonuç? Efendim yetkilileri söylüyor: ′İstenen sonucu vermedi."
Neden, çünkü, mücadelenin doğal kuvvetleri ortada yok! Kekliklerin köküne kibrit suyu ektik. Suni kuvvetlerin çok başarılı olmayacağı kesin ama bu kadar zayıf bir sonuçta başka bir faktör daha var: Çiftçi yok piyasada.
Çiftçi savaşa gelmedi
Her yıl milyonlarca ton buğday, süne yüzünden hayvan yemi oluyor. Ama çiftçi dayı, süneli buğdayı iyi buğday fiyatına devlete sattığı için süne ile savaşmak istemiyor.
Olmadı... Şimdi akıllanıyoruz. Devlet bu yıl süneli buğdaya yüzde 6 daha düşük fiyat verecek.
Türkiye′de normal hava koşullarında her yıl 17 - 18 milyon ton buğday yetiştiriyor. Sıkıntımız yok. Kendimize yetecek, hatta bir miktar ihraç edecek kadar buğday yetiştiriyoruz. Ama kalitede önemli sorunlarımız var.
En önemlisi de süne. Boz, toprak renginde bir santim kadar büyüklüğünde tombul bir böcek. Tarlalarımızı sarmış durumda.
Kışın barındığı dağlardan ilkbaharda tarlalara iniyor. Buğday yapraklarının altına 150 - 200 yumurta bırakıyor. Yumurtadan çıkan yavruları körpe buğday danelerin sütünü emerek buğdayı rezil ediyor. Sonbaharda tekrar dağlara çekiliyor.
Bu kadar masraf, emek ve zahmetten sonra buğdayı, bulguru ve bisküvisi ile ünlü Karaman′ın Ticaret Borsası Başkanı Burhanettin Cevher, Adana buğdayının kilosu 400 bin liradan satılırken, sünenin vurduğu Karaman buğdayının kilosunun 300 bin liradan satılmasından yakınıyor. Cevher, "Süne yüzünden bu yıl Karaman′a 100 trilyon lira eksik para girdi" diyor.
′Bir çuvalı 5 kuruş′
Cumhuriyet kurulduğundan beri süne ile mücadele eden devlet çeşitli yöntemler denemiş. 1930′lu yıllarda devlet, para ile süne toplattığı için ′bir çuval süne getir, 5 kuruşu götür′ lafı köy kahvelerinde espri konusu olmuş.
Uçakla süne mücadelesi keçiboynuzu yemek gibi bir şey. Geniş araziler ilaçlanırken boş araziler de ilaçlanıyor. Şimdi yerden el aletleri kullanılarak yapılan ilaçlama yöntemleri kullanılmak isteniyor.
Çiftçinin, süne yavruları tam yumurtadan çıktığı zaman yapacağı ilaçlamanın çok daha etkili olacağı ve daha ucuza mal olacağı belirtiliyor. Ama süne mücadelesini devletin yapmasına alışmış olan çiftçi, bu işe pek yanaşmak istemiyor. Çiftçi dayı, ′Devlet hem süne ile mücadele etsin, hem de süneli buğdayımı iyi fiyattan satın alsın′ demeye getiriyor.
Suriye ile ittifak cephesi
Bir ara süne ile mücadele de keklik kullanılması da düşünülmüş. Çünkü keklik sünenin doğal düşmanı. Sonbaharda dağlara çekilen süne, keklik için iyi bir besin kaynağı. Çalıların diplerinde, kuru dallar ve yapraklar altında barınan süneyi yiyen keklik, bu zararlıyı baskı altında tutarak aşırı çoğalmasını önlüyor.
Ancak son yıllarda gerek çevre kirliliği gerekse yanlış av yöntemleri yüzünden dağlarda keklik kalmadı. Doğal denge bozulduğu için sadece süne değil daha başka zararlılar da çoğaldı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Orman Bakanlığı′nda keklik ile süne mücadelesi yapılmasını isteyen uzmanların çalışmaları sürüyor. Ancak henüz bu konuda bir uygulama yapılmıyor.
Uzun yıllar süne ve kımıl mücadelesi yapılan Güneydoğu′da son yıllarda tarla fareleri çoğalmış. Doğa uzmanları, süne ve kımıl için kullanılan ilaçlar yüzünden yılanların yok olduğunu, bu nedenle tarla faresinin çoğaldığını savunuyorlar.
Tarla faresinin verdiği zarar çok büyük boyutlara ulaştığı için, Güneydoğu ilçelerinin kaymakamları Suriyeli meslektaşları ile görüşmeler yaparak birlikte tarla faresi mücadelesi yapmayı planlıyorlar. Çünkü sadece Türkiye′de yapılan tarla faresi mücadelesi sonuç vermiyor. Tarla faresi ile yapılan savaşa Suriye′nin de katılması gerekiyor.
not: bu makale Mehmet Ekizoğlu tarafından bir farklı gurupta yayınlanmış ve yine kendisinin müsaadesiyle buraya kopyalanmıştır.