Moğolistan,sibirya Ve Moskova Gezi Notları(03-16.temmuz.2017)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan vata Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 343
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 66,096
Yazış tarzınız kapsam, şekil ve içerik olarak sırf Moğolistan’a ve kültürlerine değil bize de gösterdiğiniz saygının aynası gibi. Bizden de böylece size duyduğumuz saygıyı ve teşekkürü dile getirmekten başka birşey kalmıyor.

Eşimin Alman yeğeninin Moğol kocası ile yaptığımız söyleşilerde onların bizleri, bizlerin onları gördüğümüzden farklı algıladıklarını özellikle tesbit ettim.

Diğer Moğol tanıdıklardan da bildiğim üzere, sanırım gençlerinin yabancı ülkelerde okuma yüzdesi olarak, dünyada oldukça önde geliyorlar.

Yazılarınızın devamını merakla bekliyoruz.:smiley:
 
Son düzenleme:

Etiketler
Bundan sonra başkente elli kilometre uzaklıkta bulunan ve Tula Nehri (=Туул гол=Tuul gol)'nin sağ kıyısında yer alan Nalayh(=Налайх) Kasabası'na doğru hareket ettik.Bu kasabanın 11 kilometre kuzeyindeki Bayantsogt(=Баянцогт)bölgesi,tarihimizin en eski yazılı belgelerinden biri olan Bilge Tonyukuk Yazıtları(=Тоньюкукын гэрэлт хөшөөний бичээс=Tonyukukin gerelt höşöni biçes)'na ev sahipliği yapmaktadır.

Bu yazıtlar,II.Göktürk Kağanlığı döneminin Apa Tarkan ünvanlı büyük veziri,kumandanı ve danışmanı olmasının yanında adı bilinen ilk Türk yazar ve tarihçisi olan Bilge Tonyukuk'un kendisi tarafından yazılıp dikilmişlerdir.TİKA(=Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı),bu yazıtlara giden 11 kilometrelik yolu 2014 yılında asfalt hale getirmiş ve anıtın çevresine demir parmaklıklar ile bir de kazı evi yaptırmıştır. Kazıların günümüzde de sürdüğü bu yerde Tonyukuk adına bir de müze yapılması planlanmış olup bugüne kadar çıkarılan tarihi eserler halen Ulan Batur’daki Ulusal Tarih Müzesi’nde sergilenmektedir.



35874240323 febabce4e6 c




36287891010 c7c3d6d353 c




36683737635 7d989e2ca3 c




36287867540 da60210cba c




36637374676 58485be9a7 c





Bilge Tonyukuk Anıtı'na TİKA tarafından yaptırılan yol,çevre düzenlemesi ve kazı evi
 

Tonyukuk adı, giysisi yağlı manasına gelmekte olup kadim Türklerde ev sahibinin verdiği ziyafetlerden sonra konuklar ellerini ev sahibinin elbisesine sürerlermiş.Elbisenin yağı konukların sayısı ile doğru orantılı olarak arttığından o dönemde yağlı bir elbiseye sahip olmak zenginlik ve cömertlik göstergesi sayılıyormuş.Tonyukuk,başta Göktürk Devleti’nin kurucusu İlteriş Kutluk Kağan olmak üzere Kapgan(=Fatih) Kağan ve Bilge Kağan’a danışmanlık yapmış,meclis başkanlıklarını yürütmüş,ayrıca kızını Bilge Kağan’a, vererek onun kayınpederi de olmuştur.İyi bir stratejist ve taktik ustası olmasından ötürü,batılı türkologlar kendisine "Türkler’in Bismarck’ı"demişlerdir.

İlteriş Kutluk Kağan ve Kapgan Kağan dönemlerinde devlet idaresinde büyük pay sahibi olan Bilge Tonyukuk'un bu tecrübesi zamanla Bilge Kağan ile aralarında bazı konularda fikir ayrılıklarına yol açmışsa da doğru yaklaşımı ile ulusun geleceğini olumlu yönde etkilemiştir.Bilge Kağan, Türklerin göçebeliği bırakıp yerleşik bir hayata geçmesini istiyordu.Bilge Tonyukuk kurultayda bu isteğe"Türkler,çinlilerin yüzde biri kadar bile değiller.Türkleri surlarla çevrili bir kentte toplarsanız ve çinlilere bir kez dahi yenilirseniz onların tutsağı olursunuz" diye karşı çıkar ve reddettirir.

Orhun Yazıtları’na göre Göktürkler bağlı oldukları tengricilik inancı nedeniyle Gök Tanrı’ya inanmaktadır.Köl Tigin Yazıtı güney cephesi birinci satırında Bilge Kağan kendisini “Tengri teg Tengride bolmış Türük Bilge Kagan”(=Tanrı gibi Tanrıdan olmuş Türk Bilge Kağan)diye tanımlar.Ne var ki aynı Bilge Kağan,ilerleyen dönemlerde budizmden etkilenerek bu inancı Türkler arasında yaymak ister ve bu amaçla budist tapınakları inşa etmek ister.Bilge Tonyukuk, bu düşünceye de karşı çıkarak,Budizmin insandaki hükmetme ve iktidar duygusunu zaafa uğrattığını,kuvvet ve savaşçılık yolunun bu olmadığını ve Türk milletinin devamlılığı için Budizm dini ve tapınaklarının ülkeye sokulmaması gerektiğini söyler.Kurultay da onun düşüncesini haklı bulunca Bilge Kağan bu fikrinden de vazgeçer.

Anıtın önüne geldiğimizde çok heyecanlandık.Ancak anıtın giriş kapısı kilitliydi ve bekçisi ortalıkta gözükmüyordu.Bu durumda demir parmaklığı aşmak için üzerine tırmanmaktan başka seçenek görünmüyordu ki bizim şoför demir parmaklığın arka tarafında bir demirin kesilerek yerinden oynatılmış olduğunu farketti böylece kolayca içeriye girebildik.


36545290001 97d01ce714 c


Tonyukuk Anıtı'na girmenin pratik çözümü
 

Orhun Vadisi'ndeki Bilge Kağan ile Köl Tigin Yazıtları'nın 360 kilometre doğusunda yer alan bu yazıtlar,1897 yılında botanik bilimci Yelizaveta Klements tarafından bulunmuştur.Bilge Tonyukuk yazıtlarının,360 kilometre ötedeki Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarıyla birlikte Orhun yazıtları olarak anılması hepsinin aynı döneme ait olması ve aynı konuları içermesinden kaynaklanmaktadır.Yazıtlar,açık alanda bulunmaları ve yeterince korunamamış olmaları nedeniyle tahrip olmuşlar ve silik hale gelmişlerdir.Yine de yıkılmadan yüzlerce yılı aşarak günümüze ulaşmış olmaları tarihimiz açısından büyük bir şanstır.Bilge Tonyukuk Yazıtları’nın bulunduğu bölgede ayrıca kıyafetleri ve duruş şekilleri ayrıntılı olarak simgelenmiş,hepsinde önemli ölçüde yıpranma ve parçalanmalar oluşmuş ve başları kopuk insan heykelleri,üzerine çiçek motifleri işlenmiş lahitler ve iki yüzden fazla balbal da yer almaktadır.

Bilge Kağan ve Köl Tigin yazıtlarının aksine Bilge Tonyukuk yazıtlarının üzerinde ne zaman yazıldıklarına dair net bir tarih belirtilmemiş ya da bir ihtimal,zamanla yıpranma sonucunda silinmiştir.Bir çok tarihçi,bu yazıtın Bilge Tonyukuk'un ölüm tarihi olan M.S.726 yılından önce muhtemelen M.S.715-725 seneleri arasında yaptırılmış olduğunu kabul etmektedirler. Dolayısıyla birinci taş batı cephesinde yazılı "Bilge Tonyuķuķ ben özüm Tabġaç ilinge kılındım.Türk budun Tabgaçķa körür erti = Ben Bilge Tonyukuk'um.Çin ülkesinde doğdum.Türk milleti Çin'de tutsak idi" cümlesi nedeniyle bu yazıtın Türk adının geçtiği ilk milli eser olduğunu söylemek mümkündür.




36683808895 7293e2087f c





Bilge Tonyukuk Anıtı




Dört cephesi bulunan ve 2.43 ile 2.17 metre yüksekliğindeki iki granit taştan oluşan Bilge Tonyukuk yazıtlarında toplam 62 satır bulunmaktadır. Yazıtlardan Tonyukuk'un MS.646 yılında Göktürkler,Çin'deki Juan Juan Devleti’nin elinde esir iken doğduğu ve Kutluğ Kağan ile birlikte esaretten kurtuldukları anlaşılmaktadır.Ayrıca Tonyukuk'un Göktürk Devleti’nin kuruluşunda görev alması yanı sıra türklerin savaş stratejileri,bağımsızlık mücadelesi için verilen savaşlar ve Bilge Tonyukuk'un milleti için verdiği mücadelelerden söz edilmektedir.

Bir Türk devlet adamının halka hesap vermesinin yazılı kanıtı olan bu yazıtlar,bizzat Bilge Tonyukuk tarafından kendi sağlığında yaptırılmış olduğundan genellikle “ben” dili hakimdir. Oysa Bilge Kağan’ın kardeşi Köl Tigin’in ve Tengri Kağan’ın babası Bilge Kağan’ın ölümlerinden sonra yaptırdıkları Orhun Vadisi’ndeki diğer yazıtlarda “biz” dili ön plandadır.

Bilge Tonyukuk yazıtını farklı kılan bir başka özelliği ise diğerleri gibi bir tarafının Çince bir tarafının Göktürkçe değil her iki tarafının da Orhun alfabesi kullanılarak yazılmış ve bu alfabe kullanılarak günümüze dek ulaşmış ilk eser olmalarıdır.





36287931750 908a7afed7 c





36637476336 fcb0a8323d c





36558672131 58904d402a c





Tarihte "Türk" kelimesinin ilk kez yazılı olduğu sütun
 

Bilge Tonyukuk Yazıtları sonrasında 15 kilometre daha ilerleyerek Tula Nehri kıyısında yer alan Sonjin Boldog (=Цонжин болдог)'da 2008 yılında inşa edilmiş dev Cengiz Han Anıt Parkı(=Чингис Хааны Морьт Хөшөөт Цогцолбор=Çingis Han Mort Höşööt Sogtsolbor)'nı ziyaret ettik. Cengiz Han,1162 yılında, Yesugey Bahadır adlı bir Moğol reisinin oğlu olarak dünyaya gelmiştir.Babası,oğluna öldürdüğü Tatar reisi Temuçin Uge'den esinlenerek demirci anlamına gelen Temuçin adını vermiştir.Erken yaşta önce babasını sonra da sahip olduğu her şeyi kaybeden Temuçin, azim ve cesaretiyle 1206 yılında Moğollar ile Sibir ve Türk kavimlerini birleştirerek kendisini büyük Moğol hanı olarak ilan etmiş ve o tarihten sonra kendisine “sonsuz deniz” anlamına gelen Cengiz denilmiştir.



36514098502 f7091a30c8 c




Cengiz Han Anıt Parkı'nın girişi




Cengiz Han’ın döneminde savaşlar bilek gücü ile kazanılıyordu.Askerlerine metal zırh yerine sıkıştırılmış manda derisinden yelek giydiren Cengiz Han hareket kabiliyeti ve okla hedefi vurma yeteneği yüksek süvarileri,vur-kaç taktiğiyle savaşan ve asalete değil liyakat sistemine dayalı çoğunluğu Türklerden oluşan düzenli ordusu yanı sıra son derece hızlı çalışan ulak ve istihbarat ağı sayesinde bu büyük ilerleyişini uzun yıllar boyunca sürdürmüş ve doğuda Kin Devleti’ni batıda ise Harezmşahları ortadan kaldırmıştır.

Cengiz Han,Büyük İskender’ in dört katı ve Büyük Roma İmparatorluğu ’nun ise iki katı kadar toprak fethetmiş ve 1227’de Pasifik Okyanusu’ndan Hazar Denizi’ne kadar olan toprakların hanı olarak ölmüştür.Kendisinden sonra gelen çocukları ilerlemeyi sürdürmüşler ve 1279 yılında Moğol İmparatorluğu’nun hükümranlık alanı 33 milyon kilometrekare olmuştur.13.yüzyılda,o günün dünyasında bilinen toprakların yarısı ya da bugünkü ölçekle söyleyecek olursak dünyadaki tüm toprakların %22’si olan bu yüzölçümü ve yüz milyonluk nüfusu ile Moğol İmparatorluğu, bitişik sınırlara sahip en büyük imparatorluk olarak tarihe geçmiştir.İmparatorluğun bu denli geniş olması,batı ile doğuyu birleştirip ipek ve baharat yollarında ticaretin güvenli bir şekilde yapılmasını sağlamış ve bölgede Pax Mongolica (=Moğol barışı) adı verilen savaşsız bir dönemin başlamasına neden olmuştur.

Ancak tarih kitapları,Cengiz Han'ın sadece askeri başarılarını değil,aynı zamanda zulmünü de yazmaktadır.Ele geçirdiği şehirleri taş taş üstünde kalmayacak şekilde yok etmesi ve ve o tarihte dünya nüfusunun %11'ine denk gelen yaklaşık kırk milyon kişiyi öldürmesi nedeniyle onu zalimlikle suçlayan bir çok tarihçi bulunmaktadır.

Bir rivayete göre Çin'i işgal ederken bir şehri kuşatınca canlarını kurtarmak isteyen halk şehirdeki tapınağa sığınır.Cengiz Han bunu duyunca askerleriyle birlikte tapınağın önüne gelerek "Ben Tanrı'nın cezasıyım!Eğer çok büyük günahlar işlememiş olsaydınız,Tanrı benim gibi bir cezayı size göndermezdi" dedikten sonra askerleri herkesi kılıçtan geçirir.
 



"Bir çivi bir nalı,

Bir nal bir atı,

Bir at bir kumandanı,

Bir kumandan bir vatanı mahveder!"

sözlerinin sahibi ve tarihteki en büyük savaşçılardan biri olan Cengiz Han, komünist yönetim altındaki Moğolistan'da senelerce kötülenmiş ve okullarda onun genç kuşaklara anlatılmasına izin verilmemiştir.Ülke,Çin ve Rusya baskısından kurtulunca,Cengiz Han yeniden hatırlanmış ve her yere heykelini diken Moğollar olayı biraz abartarak votka ve sigaraya dahi adını vermişlerdir.Daha sonra bu yaptıklarını da yetersiz bulan Moğollar, dev bir Cengiz Han heykelini konduracakları yer arayışına girmişlerdir.

Rivayete göre Cengiz Han,1179 yılında bir savaştan dönerken bu tepede, Moğol geleneğinde başarı,zafer ve kısmet sembolü olan bir kırbaç bulur. Kırbacın Cengiz Han'a uğur getirdiğini düşünen Moğollar onun heykelini bu tepeye kurarlar.250 ton çelik kullanılarak inşa edilen ve dünyadaki en büyük atlı heykel olan bu anıtın yüksekliği kırk metreye ulaşmaktadır.

Yabancıların Altın Kamçı(=golden whip) olarak da adlandırdıkları bu heykelde,at üzerinde ve sağ elinde altın bir kamçı tutan Cengiz Han, doğum yeri ve bir rivayete göre de öldükten sonra gömüldüğü yer olarak kabul edilen doğudaki Burhan Haldun (=Бурхан Халдун уул) Dağları’na bakmaktadır.Budizmi seçen Moğol ve Türk kavimlerinde Buda,Burhan olarak adlandırıldığı için "Sonsuz Buda" anlamına gelen ve en yüksek yeri 2445 metre olan bu kutsal dağ ve yakın çevresi 2015’de, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmıştır.

Heykelin üzerinde durduğu iki katlı ziyaretçi merkezi bölümü ise on metre yüksekliğinde olup burada her biri Cengiz Han'dan Ligdan Han'a kadar tüm Moğol hanlarını simgeyen otuz altı adet kolon bulunmaktadır.



36683691535 0416a5cc8f c



35887177713 70b7a89485 c



Ziyaretçi merkezi bölümüne giden merdivenler
 

Giriş ücreti olarak büyüklerden 8500 Tögrög(~13TL) alınan ziyaretçi merkezinin alt katında hatıra eşya dükkanları ve 2500 Tögrög ödeyerek tarihi Moğol kıyafetleri ile fotoğraf çekilebileceğiniz dükkanlar yanı sıra Guinness rekorlar kitabına geçmiş dünyanın en büyük deri çizmesi ve Cengiz Han'ın kamçısının bir replikası bulunurken üst katında ise geleneksel moğol yemekleri sunan bir restoran yer almaktadır.



36541529151 7c66aa209f c



Dünyanın en büyük çizmesi




36558671521 0eb6e88400 c




Cengiz Han'ın kamçısının replikası




36287766900 020650be3e c




35848656854 378f52c899 c



Dev çizme ve kamçı arasında tarihi giysiler ile fotoğraf çektirenler
 

Bundan sonra asansörle ya da son derece dar yapılmış merdivenleri kullanarak atın kafa bölgesine ulaşılmaktadır.Buradan uçsuz bucaksız Moğol bozkırlarını ve merkezin girişinde konuşlandırılmış Cengiz Han'ın askerlerini simgeleyen heykelleri izleyebilirsiniz.



35861684464 2d86e22f22 c



36287804560 cb4300f914 c



Heykelin en üst kısmı



36514037382 6521495c3a c




35861685974 41e16e2a62 c



Cengiz Han'ın askerlerini simgeleyen heykeller
 

35848721344 8d48c55a28 c



36637336846 e5563366fa c



Atın kafa kısmından Burhan Haldun Dağları'nın görünümü




36683601265 054a76fbc7 c



Anıttan aşağıya indikten sonra Moğolistan'da her turistik yerde olduğu gibi akbaba ve kartallar ile hatıra fotoğrafı çektirenler ve ata binenleri bir süre izledikten sonra aracımıza binerek Cengiz Han Anıt Parkı'ndan 64 kilometre ileride yer alan Gorhi-Terelj Ulusal Parkı'na doğru yola koyulduk.
 

Bundan sonra yaklaşık bir saat süren yolculukla,Ulan Batur’un yetmiş beş kilometre kuzeydoğusunda yer alan Gorhi-Terelj Milli Parkı (=Горхи-Тэрэлжийн байгалийн цогцолборт газаp=Gorhi-Tereljin Baygalin Sogtsolbort Gazar)'na ulaştık.Deniz seviyesinin 1600 metre üzerinde, yüksekliği 2400 metreyi bulan dağların arasındaki upuzun ve yemyeşil steplerin oluşturduğu ve 1995'ten beri sıkı bir şekilde korunan bu park,üç bin hektarlık bir alanı kapsamaktadır.Giriş için ücret alınmayan parkın başlangıcından itibaren ilk yirmi kilometre ger kampları ile kaya tırmanışı, trekking,atlı gezi ve rafting gibi sporlar için elverişli bir turistik bölge özelliğindedir.Araçların giremediği bundan sonraki bölüm ise tam bir vahşi yaşam bölgesi niteliğinde olup Rusya sınırına kadar uzanmaktadır.

Gorhi(=akarsu)-Terelj(=orman gülü) Milli Parkı'nda iki yüz elliden fazla kuş çeşidi yanı sıra geyik,ayı ve kurt gibi memeliler ve bin beş yüz farklı türde bitkiler bulunmaktadır.Parkın içinden geçen Tula,Terelj ve Barunbayan nehirlerinin kenarındaki çayırlarda otlayan yak,at ve keçi sürüleri,tepelerdeki köknar ormanları,kehribar rengi kayalıklar ve aralara serpiştirilmiş gibi duran budist manastırları insana huzur veren bir ortam sunmaktadır.Bu nedenle Ulan Batur sakinlerinin hafta sonu kaçamaklarında sıklıkla tercih ettikleri bu park,Moğolistan'daki on milli parkın en popüleri olup sunduğu güzelliklerin keyfini daha rahat çıkarmak için buraya özellikle hafta içi günlerde gelinmesi tavsiye edilmektedir.



36513971922 0e5efba29e c



Gorhi Terelj Parkının içinden geçen Terelj Nehri’nin debisi bayağı düşüktü



35848617924 a65eb22f84 c



36287680560 22131b9f2c c



Parkın girişindeki bir köy ve parkta atlı gezi yapan turistler
 



36513907442 75a7d78f74 c



35873872663 e885db79af c



36683508525 dbb341917f c



36544974051 6dabfa14dc c



Gorhi-Terelj Milli Parkı ve içindeki ger kamplarından görüntüler


Büyük kısmı engebeli araziden oluşan parkta,rüzgarın bir heykeltıraş gibi şekillendirdiği kayalar,tırmanış sporu sevenler için mükemmel bir parkur oluşturmaktadır.Bu kayaların en ünlüsü 1930'lu yıllarda bölgeye keşfe gelen bir jeolog tarafından lanse edilen Kaplumbağa Kayası (=мелхи хад=Melhi Had) olup 24 metre yüksekliğindeki bu oluşum parkın hemen girişinde yer almaktadır.



35848541474 cd64c0bed4 c



Kaplumbağa Kayası
 

Parkı uzaktan gören bir tepeye vardığımızda yolun kenarında karşımıza Ovoo(=oBoo) olarak adlandırılan bir şaman anıtı çıktı.Bizim şoför gibi başka sürücüler ve yolcular da araçlarından indiler ve taşların etrafında saat yönünde üç tur atıp ortasındaki direklere ve taşlara dileklerinin gerçekleşmesi için çaputlar bağladılar.Meğer bu Moğolistan’da yaygın bir yol ritüeli imiş.Daha sonra Karakurum kentine giderken de benzer durumlar yaşadık.

Moğol inanışlarına göre Cengiz Han,sefere giden her askerinin,kendisinin yol kenarında gösterdiği yere bir taş bırakmasını ve sefer dönüşünde bu kez yığından alacağı bir taşı uzağa atmasını istermiş.Böylelikle yığında geriye kalan taşları sayarak savaş meydanında hayatını kaybedenlerin sayısını öğrenirmiş.İşte Moğolistan’da ölü askerleri simgeleyen taş yığınları zamanla şaman sunaklarına dönüşürken bunların etrafında dönmek,dilek amaçlı çaput bağlamak ve gıda,sigara gibi küçük hediyeler bırakmak ritüeli gelişmiştir.



36287722080 50390ef115 c



Ovoo



Ovoo ziyaretinden sonra tepeden aşağıya doğru Terelj Nehri kıyısına inip üzerindeki beton köprüyü geçerek Terelj Köyü’ne ulaştık.Burada Terelj Hotel adlı dört yıldızlı bir otel ve köyün içinde bir kaç tane basit otel de bulunmaktadır.Bence huzur arayanlar için en ideal yer vadinin her tarafına yayılmış olan ger kamplarıdır.



36287662290 7e093822fc c



Terelj Hotel,çok şık ve prestijli bir yer ancak yazın iki kişi bir gecelik konaklama 400.000 Tögrög(~600 TL)’den başlıyor.
 

Ulan Batur’dan Gorhi Terelj’e tek toplu ulaşım aracı her gün saat 16 civarında Barış Bulvarı'ndaki Durven Zam durağından kalkan ve yaklaşık iki saatte varan otobüstür.Otobüs ertesi sabah 08'de Ulan Batur'a geri dönmektedir.Tamamı asfalt olan bu yolda otobüs dışında taksiler ya da turizm firmaları yaklaşık 100$ karşılığında günü birlik ya da parkın içindeki ger kamplarında bir gece konaklamalı ve yanında saati 15$ karşılığı atlı gezi imkanı sunan turlar düzenlemektedir.

Bu bölgede gündüzleri 20-25 derece civarında olan ve fazla terletmeyen güzel hava,doğa yürüyüşü yapmak için son derece uygundur.Ancak yaz ayında bile geceleri sıcaklık 8-10 derece seviyesine indiği için Moğolistan’ın her yerinde olduğu gibi bu parktaki gerlerde de soba yakılmaktadır. Zamanımızın kısıtlı olması nedeniyle gezme fırsatı bulamadık ancak internette okuduğum yazılarda bu parkta yer alan yirmi metre derinliğindeki buzul gölü Hagiin Har Gölü (=Хагийн хар нуур=Kara Göl)ve çevreye buharlar saçtığı belirtilen Yestii açıkhava kaplıcası en popüler yürüyüş ve atlı gezi rotaları olarak tavsiye edilmektedir.Tabii hemen belirtmeliyim ki her yerde olduğu gibi Moğolistan’da da ücreti karşılığında sunulan seçeneklerde sınır bulunmamaktadır.Buna en güzel örnek turizm firmalarının bu parka gelen büyük turist grupları için talebe bağlı olarak normalde Temmuz'da kutlanan Naadam festivalini Eylül'de dahi düzenlemeleridir.

Milli parktaki gezimizin sonunda küçük bir aile lokantasında kısa bir mola verip bu ülke için en pratik yiyeceklerden biri olan Huşur(=хуушуур) yemeyi tercih ettik.Huşur,yağlı parça et,sarımsak ve küçük doğranmış soğanların hamurun içine konulup pişirilmesiyle yapılan ve elle yenen bir gözleme türü olup bizdeki çiğ böreğin Moğol versiyonu olarak özetlemek mümkündür.Ülkede et bol ve ucuz olduğundan iki huşurdan oluşan bir porsiyonu 2.000Tögrög(~3TL)’den satılmaktadır.



36544910641 61249eb02d c



Moğol çiğ böreği =Huşur
 

Gorhi Terelj Ulusal Parkı’ndaki gezimizi de böylece noktaladıktan sonra aracımıza binerek yaklaşık 420 kilometre mesafede bulunan Harhorin İlçesi'ne ulaşmak için batıya doğru yollara düştük.Halen Övörhangay iline bağlı yaklaşık on bin nüfuslu bir ilçe olan Harhorin'e giden yolumuz geniş stepler ve onu çevreleyen tabiat parklarından oluşuyordu. Bu ıssız yolda başı boş dolaşan atlar,yaklar ve keçiler dışında görünümü değiştirecek bir unsur bulunmuyordu.

Yolumuzun Ulan Batur'dan sonraki 96. kilometresinde yer alan ve zengin kral anlamındaki Bayanhangay(= Баян xангaй),küçük bir kasaba olup Hustain Nuruu Tabiat Parkı (=Хустайн нуруу байгалийн цогцолборт газар=Hustain Nuruu Baygalin Sogsolbort Gazar) yanında bulunmaktadır.1998 yılında ulusal park statüsüne alınan yaklaşık 500 kilometrekare büyüklüğündeki Hustain Nuruu Parkı’na giriş ücretli olup araç ve sürücü için 18.000Tögrög(~27 TL) ve ilave her yolcu için de 5.000Tögrög(~7.5 TL) alınmaktadır.Biz havanın karardığını ve parkta kısa süre kalacağımızı bahane ederek 20.000Tögrög(~30 TL)'e işi bağladık.Parkın girişinde dünyanın her yerinden gezginlerin off road araçları ya da karavanlarıyla geldikleri büyük ve konforlu bir de kamp alanı mevcuttur.



36636857046 d99143c736 c




Hustain Nuruu Tabiat Parkı girişi




35873629663 95fdaa3f99 c





36301405040 020b902722 c






36513647702 ef56fdfde1 c






36683244615 9ea2f9ce6a c






Hustain Nuruu Tabiat Parkı'ndaki kamp alanı ve gezginlere ait araçlar
 

Hustain Nuruu Tabiat Parkı,içinde bulunan gümüş renkli huş ağaçlarıyla tanınmaktadır.Bu parkta günümüzde kızıl geyik,moğol gazeli,yaban domuzu,yabani koyun,marmot(=yer sincabı),kurt,vaşak,tilki ve porsuk gibi memeliler, yüzlerce kuş türü ve beş yüz civarında bitki de bulunmaktadır.



36636931636 3c5409c117 c




35848350264 9111f3edd1 c





Yamaçta dinlenen ve geviş getiren kızıl geyikler





36286703910 4dc16098ab c




Kara akbaba





36636972826 8bde64de0d c





Marmot(=Dağ sincabı)
 



Parkta,ayrıca yerel adıyla Tahi(=тахь) ya da bilimsel adıyla Prezewalski atları olarak bilinen yaşayan son vahşi atlar da yer almaktadır. Günümüzde yaşayan evcil atlar 64 kromozoma sahipken,Prezewalski atlarında 66 kromozom bulunması bilim adamlarına,bu atların evcil atlardan farklı olduklarını ve tarih öncesindeki vahşi atların soyundan geldiklerini düşündürtmektedir.

Daha çok boz ya da kum rengi olan bu atları evcil asya atlarından farklı kılan özellikleri daha küçük ve tıknaz bir yapıya,daha büyük ve kaba bir kafa görünümüne,daha dik bir yeleye ve daha düşük bir kuyruğa sahip olmalarıdır.Tahi atlarının bir başka özelliği ise çok hızlı olmaları,zor yakalanmaları ve evcilleştirilme imkanı olmamasıdır.Moğolların "Tahi atı gibi hızlı koşmak(=хурдан тахь шиг байж=urdan tahi şig baij)" deyimi de atların bu özelliğinden esinlenmiştir.

1970'li yıllarda bu atların nesli tükenmeye yüz tutunca uygulanan programla önce Avrupa'daki hayvanat bahçelerinde çoğaltılmış ve daha sonra Hollanda ve Ukrayna'dan getirilen hayvanlar bu bölgede doğaya salınarak vahşi yaşamda kontrollü olarak tekrar çoğalmaları sağlanmıştır. Bu parkta günümüzde 400 civarında Tahi atı bulunuyormuş.



36636947086 2da8559d84 c



36683355175 a04417bb9f c




36513713682 cdb027ff73 c




36287392270 2047e5ac5a c





Tahi atları
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,438
Mesajlar
1,517,961
Kayıtlı Üye Sayımız
172,091
Kaydolan Son Üyemiz
Engin Koygun

SON KONULAR



Geri
Üst